31 Ekim 2013 Perşembe

BABADERE TERMİK SANTRALİ'NDE OYNANAN OYUNU BİLİYORUZ !

BABADERE TERMİK SANTRALİ'NDE OYNANAN OYUNU BİLİYORUZ !
Ayvacık Babadere Termik Santrali ile ilgili projenin durdurulduğuna dair yapılan açıklamaları samimi bulmuyoruz. 

Nurol AŞ'nin projeyi durdurma talebini ve AKP Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in açıklamalarını, yerel seçimler öncesinde daha fazla tepki çekmemek için yapılan bir siyasi manevra olduğuna inanıyoruz.

Yerel seçimler sonrasında projenin tekrar gündeme getirileceğini ve Nurol AŞ'nin Termik Santral kurma niyetinden vazgeçmediğini biliyoruz.

NUROL AŞ tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yapılan başvuruda "ön değerlendirme çalışmalarının devam etmesi" vurgusu, bu projeden vazgeçmediklerinin kanıtı olarak görüyoruz.

Çevre konusunda mücadele verenlerin ve doğaseverlerin tepkisi nedeniyle geri adım atan NUROL AŞ'nin projeyle ilgili durdurma talebini, AKP Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir, şu sözlerle kamuoyuna duyurmuştu :

"AYVACIK/ BABADERE’ye bir enerji santrali kurmak için başlatılan süreç, ilgili firmanın bu girişiminden vazgeçmesi sonucu durdurulmuştur. Firma, bu talebinden vazgeçtiğine dair dilekçesini 11.10.2013 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza vermiştir. Vazgeçme talebine dair dilekçe üzerine Bakanlık, Ayvacık’a enerji santrali yapılması için başlatılan süreci durdurmuştur." 


NUROL AŞ'nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yaptığı ve geçtiğimiz günlerde detayları ortaya çıkan müracattaki ifadeler ise konunun gelecek dönemde tekrar gündeme geleceğinin sinyalini vermektedir.

“Proje ile ilgili olarak ÇED başvurusu dosyası tarafımızca hazırlanmış ve sonra ilgi yazınız ile tarafımıza Halkın Katılım Toplantısı ve Kapsam ve Özel Format Belirleme toplantısı tarihleri tebliğ edilmiştir. Bununla birlikte söz konusu proje ile ilgili ön değerlendirme çalışmalarının devam etmesi sebebi ile projenin ön çalışmaları yatırımcı firma tarafından tamamlana kadar ÇED sürecimizin durdurulması hususunu emir ve görüşlerinize arz ederiz”.

Ayrıca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan 02.10.2013 tarihinde yapılan duyurıya göre, NUROL AŞ tarafından yapılan ÇED Başvurusu uygun bulunmuştur. (http://www.csb.gov.tr/iller/canakkale/index.php?Sayfa=duyurudetay&Id=4209)

Diğer taraftan, 07 Kasım 2013 saat 10:00'da ÇED VE SÇD DAİRESİ BAŞKANLIĞI'nda (3.Kat Toplantı Salonu) Nurol AŞ'nin katılımıyla yapılacağı duyurulan "Kapsam ve Özel Format Belirleme Toplantısı"nı ise şüphelerimizi doğrulamaktadır.

Bu nedenle, AKP Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından yapılan açıklamada, yer verilen şu ifadelerin :

"Fakat özellikle AYVACIK yöremizin, termik santral kurmak için çok doğru bir yer olmadığı kanaatini tüm Çanakkale kamuoyu gibi biz de taşıyorduk.

AYVACIK’ın tarihiyle, turizmiyle, doğal güzellikleriyle, tarımı ve hayvancılığıyla gündeme gelmesinin daha doğru olduğu kanaatindeyiz. Zaten ilimizin başka bir ilçesinde kurulu bulunan termik santrallerin halen faaliyette olduğu düşünüldüğünde, özellikle AYVACIK yöremizde bir termik santralin kurulacak olması, tüm Çanakkale kamuoyu gibi bizi de rahatsız etmiştir. Bu düşüncelerimizi İlgili makamlar nezdinde en üst düzeyde dile getirdik.

Sonuç almaya yönelik, yapıcı ve ikna edici, Çanakkale ve Ülke menfaatlerini ön plana alan girişimler sonucunda ilgili firmanın bu talebinden vazgeçtiğine dair dilekçesinin 11.10.2013 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza verildiğini, sürecin de aynı gün Bakanlık tarafından durdurulduğunu..."


takipçisi olacağımızı ve termik santrala karşı yürüttüğümüz mücadeleye kararlılıkla devam ettiğimizi tüm dostlarımıza duyururuz.

Bozcaada Forumu

bozcaadaforumu@gmail.com

http://www.facebook.com/BozcaadaForumu
http://www.twitter.com/BozcaadaForum
http://bozcaadaforumu.blogspot.com/

12 Ekim 2013 Cumartesi

...

Bütün kapılar kapalı inik bütün perdeler
nerdeler nerdeler nerdeler
gidilmeyen gelinmeyen bir yerdeler
dilsizler fısıldıyor sağırlara uzaktan çok uzaktan
bakışın gözleri yok koşunun ayakları
yoruldum yakalanmazı kovalamaktan
bir cigara içeyim

Nazım Hikmet Ran, 31 Mayıs 1962

Photo: Bütün kapılar kapalı inik bütün perdeler
nerdeler nerdeler nerdeler
gidilmeyen gelinmeyen bir yerdeler
dilsizler fısıldıyor sağırlara uzaktan çok uzaktan
bakışın gözleri yok koşunun ayakları
yoruldum yakalanmazı kovalamaktan
bir cigara içeyim

Nazım Hikmet Ran, 31 Mayıs 1962

Ölü Ada Kirpileri

Bir katılımcımız tarafından gönderilen, Poyraz Limanı yolu üzerinde çekilmiş cansız halde yatan ada kirpilerinin fotoğrafını YORUMSUZ olarak paylaşıyoruz.




"Turizm, yapılaşma ve rant baskısı altındaki Bozcaada"



"Turizm, yapılaşma ve rant baskısı altındaki Bozcaada"

Geçmişte neler söylendi, bugün ne yapılıyor ?

2011 yılında bayramda yaşanan yoğunluk nedeniyle Bozcaada'daki konaklama ve hizmetlerde oluşan sorunları köşesine taşıyan ve "Daha fazla otel açılması lazım. Yani yeni otellerle beraber yeni restoranların da açılması gerekiyor. Sahildeki ve merkezin ara sokaklarındaki yerlerin tümü dolu. Bu konuda devletin yardımı gerek. İmara kapalı yerlere izin gerekiyor." şeklinde ifadeler kullanan, ulusal bir gazetede yazan köşe yazarına, Yurt Gazetesi yazarı Haluk Şahin'in ve Sn. Belediye Başkanı Mutay'ın verdiği cevabı,

bağlarda, tarım alanlarında, adanın doğal plajları ve koylarında yapılaşmanın önünü açan, uzmanlar tarafından sadece turizme odaklı olduğu için eleştirilen ve geçtiğimiz mayıs ayı onaylanan yeni imar planı ışığında, tüm dostlarımızla tekrar paylaşıyoruz.

Haluk Şahin :

"Bozcaada bir plaj adası değil. Bozcaada’da üzüm bağlarını yok edip imara açmak adayı sıradanlaştırır. Bozcaada’nın hiçbir özgünlüğü kalmaz. Bodrum örneği önümüzde duruyor.

Evet, bayramda çok aşırı bir yüklenme oldu. Bir an adalılar olarak batıyoruz sandık. Buraya gelen insanların kafasında deniz olduğunu görüyoruz. Oysa ada, plaj adası değil.

Bozcaada’nın üzüm bağları var, rüzgarı var, tarihi var, farklı kültürlerin bir arada yaşatıldığı insanlar var, doku var. Şarabı var. Şimdi siz bütün bu farklılıkları görmeyip sadece deniz olarak algılarsanız, işte bu, Bozcaada’nın sonu olur. Tıpkı Bodrum olur.

Buraya gelenlerin birinci amacı deniz olmamalı. Bahsettiğim özgünlükleri gezip görüp tanımalı. Sonra hazır gelmişken bir de
denize gireyim demeli. Bu deniz, birinci tercih asla olmamalı.

İstanbul’da oturan insanın hadi bu haftasonu Florya’ya gideyim de denize gireyim anlayışı içinde olmamalı. Deniz mi istiyorsunuz? Gayet basit. O kadar zahmete de gerek yok. Geyikli’den itibaren 3500 kilometre sahil şeridinde herhangi bir yeri tercih etme şansınız var. Bozcaada bütün özgünlüklerini içinde barındıran bir yer. Belki bu anlamda bizim de imajla ilgili bir eksikliğimiz söz konusu. Bunun için Bozcaada Derneği olarak imaj düzelmeye yönelik bir kampanya başlatacağız. Şu bahsettiğim özgünlükleri öne çıkaracağımız bir kampanya olacak”

Bozcaada Belediye Başkanı Mustafa Mutay :

Mutay, adadaki barınma sorunuyla ilgili belediyenin TOKİ gibi görülüp bu anlamda değerlendirilmesinin yanlış bulduğunu belirterek; “Birçok hizmet özelleşirken, bizim çukıp sezonluk işçiler için yatakhane yapmamızı istemelerini anlamakta güçlük çekiyorum“ demişti

Mutay, ayrıca, adanın imara kapalı alanlarını yapılaşmaya açmanın cinayet olacağını ifade ederek, “Çünkü bu ada, rant adası değil. Bozcaada, üzümü, şarabı, doğası, farklı kültürleri bir arada barındıran özelliklerin yaşatıldığı yer” demişti.

***
Diren Bozcaada - Oktay Ekinci

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=443392&kn=68&ka=4&kb=5&kc=68

Bozcaada'nın Yeni İmar Planı : Turizm, Nüfus ve Betonlaşma

http://yapi.com.tr/Haberler/bozcaadanin-yeni-imar-plani-turizm-nufus-ve-betonlasma_112830.html

Bozcaada da Tehlikede!

http://www.arkitera.com/haber/index/detay/bozcaada-da-tehlikede/17190

De te fabula narratur



Açık Radyo'nun kurucularından yazar ve akademisyen Ömer Madra, Bozcaada ya da atıfta bulunduğu yazında, verilen ekolojik mücadelenin, aslında tam olarak demokrasi mücadelesi olduğuna dikkat çekiyor.


Madra, "Gezi yazının ardından ülkenin dört bir yanında ekolojik mücadele olanca hızıyla devam ediyor" derken, Türkiye’de egemen olan yönetim anlayışını, Yazar ve aktivist Naomi Klein’ın görüşlerine değinerek, "dünyadan durmadan almaya, asla geri vermeden almaya dayalı bir yönetim anlayışı bu." sözleriyle yorumluyor.

Madra, "...bütün o sayısız termik santralleri, HES’leri, 3. Köprüyü, kesilen Kuzey Ormanları’nı, 3. Havalimanını, Kanal İstanbul’u, Ilısu’yu, Munzur’u, Aliağa’yı, Bozcaada’yı, Çanakkale’yi, taş ocaklarını, maden ocaklarını, kazılan bütün o maden ve inşaat çukurlarını, ve daha pek çoklarını düşünürsek... ‘hafriyatçılık’ diyemez miyiz buna? " diye sorarken, sorunun cevabını şu sözlerle veriyor : "Pekâlâ diyebiliriz. Sonu gelmeyen bu ekonomik büyüme fetişizmi, bu hafriyatçılık insanlığı bir bütün olarak umutsuzluğa doğru sürüklerken, ortada yaşanabilir bir çevre bırakmıyor ve her yerde toplumun sadece küçücük bir kesimini zengin etmeye yarıyor."

Madra'nın "Anlatılan, Bizim Hikâyemiz" başlıklı yazısının tamamı
http://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=a&aid=32143&cat=100

Diren Bozcaada Kirpisi !



Diren Bozcaada Kirpisi !


Abbasağa Forumu tarafından yayınlanan Park Gazetesi, bozcaada ekosistemi ile ilgili başlattığımız çalışmayı, "Bozcaada Forumu, adadaki canlı türlerinin karşılaştığı tehditleri belgelemeye başladı." açıklamasıyla ve "Diren Bozcaada Kirpisi !" başlığıyla okuyucularına duyurdu.

haber metni : http://parkgazetesi.com/2013/10/11/diren-kirpi/

ÇANAKKALE – Bozcaada Forumu’nun Çevre Çalışma Grubu, ada ekosisteminin korunması amacıyla bir çalışma başlattı.

Bu çerçevede, forum katılımcıları adada birlikte yaşadıkları ve tehdit altında bulunan bitki ve hayvanları tanıtıp, karşı karşıya kaldıkları baskılara dikkat çekecekler. Gönüllülük temelinde sürdürülen bu çalışma, herkesin katkılarına açık.

Çalışma grubundan yapılan açıklamada “Bu bitki ve hayvanların önemli bir bölümü zaman içinde yok olmuşlardır. Geriye kalanlarsa ciddi bir tehdit altındadır. Kontrolsüzce gelişen turizm ve yapılaşma bu tehditlerin başlıcalarıdır” deniyor.

Forumun bu anlamdaki ilk bilgilendirme çalışması, ada kirpisi denen Erinaceus roumanicus drozdovskii adlı türe yönelik. Yaklaşık 25 cm. boyunda, gövdesi dikenlerle örtülü bu canlının kızdığı veya korktuğu zaman diken topuna dönüşerek korunduğu belirtiliyor.

Ada kirpisine ve söz konusu faaliyete dair daha fazla çalışma için:

http://bozcaadaforumu.blogspot.com/2013/09/ada-kirpisi.html

Ayvacık Babadere ile ilgili bir soru önergesi daha



Ayvacık Babadere'de yapılmak istenen termik santralle ilgili bir soru önergesi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na hitaben verildi. Soru önergesinin sahibi Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, Çevre ve Orman Bakanı Bayraktar'a Bozcaada'ya da
 atıfta bulunarak şu soruyu sordu :

"...Bozcaada’nın hemen karşısında, dünyanın en önemli oksijen deposu Kazdağları Milli Parkı ile antik Troia kenti ve Assos antik kenti arasında kalan güzide bölgemizde turizmin tamamen biteceği iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur?"

Önergenin tamamı :

1) Çanakkale’de yapımı devam edenlerle birlikte 11 termik santral varken, Çanakkale’nin en verimli tarım alanlarının yer aldığı Ayvacık İlçesi, Babadere Mevkiinde yeni bir santralin daha kurulması için Bakanlığınıza bir şirketin ÇED başvurusunda bulunduğu iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur?

2) Ayvacık İlçesi, Babadere Mevkiinde kurulması istenen termik santralinin 1600 MW gücünde olacağı ve Rusya, Güney Amerika veya Güney Afrika alınacak ithal kömür yakılacağı iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur?

3) Ayvacık İlçesi, Babadere Mevkiinde kurulması düşünülen, termik santralle ilgili Bakanlığınızın “Derin Deniz Deşarjı, Kül Depolama Sahası ve Liman” projeleri ile ilgili ÇED sürecini başlattığı iddiaları doğru mudur?

4) Bu güne kadar yapılan ve inşaatları devam edenlerle birlikte 11 tane termik santral var iken, Bozcaada’nın hemen karşısında, dünyanın en önemli oksijen deposu Kazdağları Milli Parkı ile antik Troia kenti ve Assos antik kenti arasında kalan güzide bölgemizde turizmin tamamen biteceği iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur?

5) Bacasından çıkan kül tozları çevreyi kirletip insan sağlığını ciddi tehlikeye sokacağı, ünlü Çanakkale Domateslerinin üretildiği, verimli tarım arazilerinin de içinde yer aldığı yöredeki tarım ve hayvancılıkla geçinen üreticilerimizi olumsuz yönde etkileyeceği, balıkçılık başta olmak üzere doğal hayatı bitireceği ve birçok çevre felaketlerine davetiye çıkaracağı iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur?

6) Saate 165 bin metreküp deniz suyunun soğutmada kullanılarak, ısınan ve kirlenen suyun tekrar denize boşaltılacağı, bunun sonucunda da deniz ekosisteminde oluşacak değişimle, denizde yaşayan on binlerce canlının önemli bir bölümünün öleceği olacağı, kalanların ise göç edeceği iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur?

7) Projeyi gözden geçirerek, yeniden değerlendirmeyi düşünüyor
musunuz? Yaşanacağı iddia edilen tüm bu olumsuzluklara karşın, kurulması düşünülen Babadere Termik Santrali’ne hala izin verilecek midir?

Not : Kullanılan fotoğrafta Kaz Dağları, Kaçkar Dağları olarak belirtilmiştir. Nurol AŞ isimli şirketin hazırladığı ÇED Başvurusu dosyasındaki fotoğraf kullanılmıştır. Yorumsuz şekilde paylaşıyoruz.

ÇOMÜ çevre talanına neden ses çıkarmıyor?

ÇOMÜ çevre talanına neden ses çıkarmıyor?

Birçok konuda fikir alışverişinde bulunduğumuz ve desteklerini bizden esirgemeyen Çanakkale Çevre Platformu adına konuşan dönem Sözcüsü Sn. Hicri Nalbant, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'ne sert eleştiriler yöneltti.

Nalbant, "Çanakkale ili ve çevresinin sosyal, kültürel, zirai maddi-manevi tüm değerlerini yok edecek, çevresel yıkım projelerine ÇOMÜ ve İlgili birimleri neden ses çıkarmamaktadır?" diyerek tepki gösterdi.

Nalbant'ın açıklamasının bir bölümünü, dostlarımızla paylaşıyoruz.

ÇOMÜ çevre talanına neden ses çıkarmıyor?

“ÇOMÜ kamu malı niteliğinde, hangi bilgiyi üretmiş ve kamuoyu ile paylaşmıştır? Son dönemlerde; ÇOMÜ Çanakkale’nin maddi, manevi, sosyal, kültürel değerlerine sahip çıkmış mıdır?

İlimizin, Kazdağı yöresinin, Biga Yarımadasının ekosistemini yıkıma uğratacak, milyonlarca insanın içme, kullanma ve zirai faaliyetlerde yararlandığı yeraltı ve yerüstü sularının zehirlenmesine yol açacak, var olan ekoturizm ve termal turizm olanaklarını, sağlık turizmi potansiyelini zarara uğratacak, kısacası Çanakkale ili ve çevresinin sosyal, kültürel, zirai maddi-manevi tüm değerlerini yok edecek, çevresel yıkım projelerine ÇOMÜ ve İlgili birimleri neden ses çıkarmamaktadır?

Yöremizde işletilen, planlanan ve bazıları proje aşamasındaki 10 bin Megawatı aşan enerji üretim santrallarına karşı, demirçelik sanayi, liman işletmeleri, çimento sanayi gibi Dünyanın en kirletici sanayilerine karşı, yorumsuz, sessiz kalan ÇOMÜ el altından bu gidişe onay vermiş olmuyor mu?

İlimizde, hemen yanıbaşımızda Atikhisar Barajı su toplama havzası içinde, Ağı Dağı’nda, Kazdağı yöresinde vahşi madencilik çalışmaları sürerken, dağlarımızda, su kaynaklarımızın üzerinde bu çalışmaları yürüten şirketlerin yetkilileri ile iyi ilişki içerisinde bulunmak ne anlama gelmektedir ?

Kendi bilim insanlarından, kampüsleri içinde yaptığı riskli faaliyetler için görüş almayan, tüm çalışanların ve on binlerce öğrencinin sağlığını hiçe sayıp medikoyu kapatan, buna karşın insan sağlığına zararlı olduğu açıkça bilinen baz istasyonunu saat kulesi maskesi ile saklayan ÇOMÜ ne yapmak istemektedir?”

Altıncılara da fahri doktora verin

Nalbant, ÇOMÜ'nün sık sık fahri doktora vermesini de eleştirdi. “Son günlerde üniversite-sermaye-siyaset ilişkisi sonucu olarak ÇOMÜ tarafından şirketlere ve siyasetçilere fahri doktora ünvanı verildiği görülmektedir” diyen Nalbant, “Yerel seçimlerin yaklaştığı bir dönemde fahri doktoraların verilme zamanı manidardır.

Üniversiteler hak edenlere tabi ki fahri doktora verebilirler. Ancak, kendi üniversitesinde akademik bilimsel özellik şartlarına dikkat etmeyen, bilimsel ve idari liyakat koşullarını yerine getirmeyen ÇOMÜ yönetimi sorgulanmalıdır. Hele üniversitede doçent ve profesör düzeyinde akademik kariyeri hak edip de, yıllardır alamayan bilim insanları dururken bol keseden fahri doktora dağıtmak ne anlama gelmektedir?” dedi.

http://www.canakkaleolay.com/details.asp?id=86261

9 Ekim 2013 Çarşamba

Neden adalar ?



Çevre Çalışma Grubumuz tarafından türkçeye çevirilen, Uluslararası Ada Koruma Vakfı'nın "Neden Adalar ?" başlıklı yazısını tüm dostlarımızla paylaşırız. Ayrıca, yazıda yer alan ve çalışmalarımıza yön veren "Adalardaki ekosistemlerin ve tehl
ike altında türlerin korunması için gerekli mücadeleyi verelim" çağrısına dikkat çekerek, Bozcaada Ekosistem Çalışmamızın ilk dört incelemesini aşağıda tekrar paylaşıyoruz.

Neden Adalar ?

Adalar, dünya kara alanının % 5'inden azını oluşturuyor, ama kuş, sürüngen ve bitki türlerinin yaklaşık % 20’sine ev sahipliği yapıyor.

Şu anda türlerin yok oluşlarına neden olan büyük bir dalgayla karşı karşıyayız. Türleri kaybetmeye başladığımızda, ekosistemlerin çözülmesi hızlandığında, bunun bizim hayatlarımız üzerindeki etkisini direkt olarak hissedeceğiz.

Hiçbir yerde, türlerin yokoluşuyla ilgili tehdit, adalardaki kadar yüksek değil ve hiçbir yer türleri korumak için adalardaki imkanı sağlamıyor.

Eğer adalardaki türlerin korunması yönünde istekli değilseniz, bunun alternatifi onları sonsuza kadar kaybetmek olacaktır.

Adalar tehlike altındaki durumu kritik olan türlerin %40’nı içerir ve yok olma oranları adalarda daha yüksektir. Yokoluşun %80’i adalarda meydana gelmektedir. Neredeyse dünyadaki bitki türlerinin dörtte biri sadece adalarda vardır.

Bazı adalar, dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan, yüzlerce ve hatta binlerle bitki ve hayvan türüne (endemik) türlere evsahipliği yapıyor. Bazı adalarda ise birkaç hatta bir eşsiz endemik tür bulunuyor.

Bazı adalarda, bilimciler tarafından açıklanmayı bekleyen türlere ev sahipliği yapıyor. Biz bile hala neyi kaybedeceğimizi bilmiyoruz . Bu türler belki önemli birer gıda ve ilaç kaynağı olabilir.

Adalarda, yok olma tehdidi altındaki türlerin yaşamak için başka yer seçenekleri yok. Bu yüzden yerinde koruma altına alınmalıdır.

Göçmen türdeki cinsler ise sadece bazı adalarda ya da tek adada büyüyebiliyor.

Adalar, biyolojik çeşitliliğin ve türlerin korunması için kritik öneme sahiptir.


Biyolojik çeşitliliğin korunması, bir parçası olduğumuz dünyayı doğal tutmak gerekli olan hayati bir görevdir. Adalardaki ekosistemlerin ve tehlike altında türleri korunması için gerekli mücadeleyi verelim.

***

Bozcaada Ekosistem Çalışması 1 : Ada Kirpisi
http://goo.gl/hVKHqM

Bozcaada Ekosistem Çalışması 2 : Anemon
http://goo.gl/Ah0Sxl

Bozcaada Ekosistem Çalışması 3 : Ada Kargası
http://goo.gl/9aNfu4

Bozcaada Ekosistem Çalışmas 4 : Geven
http://goo.gl/rK49II

Bozcaada Ekosistem Çalışması - 5 - Sakız Ağacı



SAKIZ AĞACI

Akıllı çetlemik - çetlemik - çetlemit
pistacia lentiscus
Anacardiaceae

Adamızda menengiç olarak adlandırılsa da, asıl menengiç literatürde 
pistacia terebinthus olarak geçen bitkidir. 

Pistacia terebinthus Akdeniz ve Marmara bölgesinde yetişir, kışın yapraklarını döker ve boyu 2-3 m.'dir, bazı bölgelerde 5-6 m.'ye ulaşabilir. Yapraklarının dizilişi tek sayılıdır.

Bu ailenin diğer bir türü de Güney Anadolu'da yetişen antep fıstığıdır (pistacia vera).
Bozcaada'daki tür (pistacia lentiscus) her zaman yeşil, genellikle 1-3 m. boyunda, yüksek çalılıklar şeklinde görünür. Bütün Ege-Akdeniz kıyısında ve pek çok adasında doğal olarak yetişir. Maki topluluğunun üyelerindendir.


Yaprakları sert ve parlak renklidir. Çift sayı dizilimindedir. Mart-Nisan aylarında çiçeklenir. Erkek çiçekler kırmızı salkımlar halinde, dişi çiçekler kalın saplar üzerindedir. Eylül-Ekim aylarında olgunlaşan küçük meyveleri kavrularak kahve olarak içilebilir.

Orta ve Güney Ege'de Çeşme yarımadası ve Sakız adasında yetişen akrabasının (pistacia lentiscus L. var. latifolium) dal ve gövdelerinden elde edilen sakız 
(la gummi mastix) Türkiye, Yunanistan ve Balkanlarda çok kullanılır.
Adamızın Çayır, Ova, Amerikançeşme, Ayazma-Tuzburnu arası ve iç bölgelerinde yaygındır. 

Bitkinin geniş ve toprağa değen dallarının altında kirpi, tavşan, fare vb. canlılar barınır. Ayrıca sık yaprakları arasında karatavuk, tarlakuşu, yerli ve göçmen birçok ötücü kuş yaşar.


Adanın ekosistemi ve doğal bitki örtüsünün önemli bir parçası olan bu bitki, bilinçsiz kesimler ve yol genişletme çalışmalarının tehdidi altındadır.


SAKIZ AĞACI

O bir sakız ağacıydı, alelade; 
Bir gün o yeşil sahile çıktı geldi, 
O zaman bu zamandır memnun yerinden; 
Seyreder bulutları, göğü, denizi. 

Titreşirdi rüzgarla güneşli yaprakları; 
Ömür sürdü öyle hoşnut dünyasından, 
Aydınlıktan uyku tutmazdı bazı gece, 
Motor sesleri duyulurdu uzaklardan. 

Tanrı adın işitmedi ömründe; 
İnanmadan da madem yaşanıyor diye, 
Rüzgarlı bir kıyıda, sevinç içinde, 
Yaşamak dururken düşünmek niye? 
Anmadı geçenleri bir defa bile; 
Ne uğraşır mesut olan gelecekle? 
Bir avare misali, günü gününe, 
O bir sakız ağacıydı, yaşadı sade. 

Yazar : CAN YÜCEL

Bozcaada'nın Kuzey Kıyılarının Yapılaşma Açılması

İmar planı ile ilgili tepki çeken ve tartışılan konulardan biri de, adanın kuzeyinde yapılaşmanın önünün açılmasıydı.

Planda gösterilmeyen fakat plan notunda yer alan ifadeler soru işaretlerine neden olmuştu. Plan notunda yer alan "Gökçeada tarafında kalan alana alt ölçekli planlarda gösterilmek suretiyle turizm yatırım işletmesi, pansiyonların yer aldığı tesisler yer alabilir” ifadesinin ne anlama geldiğini, kişiye özel olup olmadığını ve ileride ne gibi durumlarla karşılabileceğimizi araştırdık.

İmar Çalışma Grubumuz tarafından yapılan ve uzman görüşlerine de yer verilen,çalışmayı sizlerler paylaşıyoruz.











Ayvacık - Babadere'deki Termik Santralle ilgili soru önergesi verildi



Nurol AŞ tarafından Ayvacık Babadere'de kurulması planlanan ve adamızı doğrudan etkileyecek termik santral ile ilgili tartışma, meclis gündemine taşındı. 

Çanakkale Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Serdar Soydan konuyla ilgili soru önergesi verdi. TBMM'ye verilen soru önergesi şu şekilde :

Tarihiyle, kültürüyle, coğrafyasıyla, toprağıyla, havasıyla ve suyuyla herkesin yaşamaya özendiği, dünyanın dört bir yanından milyonlarca turistin ziyaret etmekten keyif aldığı ülkemizin oksijen deposu olan Çanakkale, Biga Ovası ve Kaz Dağları plansız ve çarpık sanayileşme sonucu ciddi tehdit altındadır.

Çanakkale bölgesinde özellikle de Biga ve Lapseki bölgesinde 22.05.2013 tarihi itibariyle 9 adet toplam 7800 MW lık kurulu, işletmede ve kurulma aşamasında olan termik santral bulunmaktadır.

Bölgemizde, küçük bir coğrafyada bu denli yüksek kapasitede ve artan miktarda termik santraller olmasına rağmen yeni santrallerin planlandığı ve çalışmaların devam ettiği görülmektedir.

Biga ve Lâpseki bölgesinde yaşanan tüm çevresel sorunlara rağmen, Ayvacık ilçesi Babadere mevkiinde kültürel ve tarihi değerleri olan bölgede, verimli tarım arazilerinin merkezine yapılması planlanan yeni termik santral, bölgemizi içinden çıkılmaz çevresel sorunların içerisine sürükleyecektir.

Bu gelişmeler, kültür, tarih ve turizm kenti olarak dünya markası olma yolunda ilerleyen Çanakkale ilimizi yaşanılamaz bir şehir haline getirecektir.

Bu doğrultuda;

1-Çanakkale ilinde halen kurulu bulunan, işletme halinde olan termik santrallerin toplam gücü ne kadardır, Çanakkale ili sınırları içerisinde ÇED Yönetmeliği kapsamında ve dışında kurulması planlanan termik santral var mıdır, var ise nerelerde kurulacak, toplam kurulu güçleri ne kadar olacaktır?

2-Ülkemizde iller ve bölgeler bazında kaç MW lık, kaç adet termik santral faaliyettedir, faaliyete geçmesi planlanan, ÇED raporu onaylanan ve onay bekleyen kaç adet termik santral bulunmaktadır, muhteşem bir doğal güzelliğe sahip olan Çanakkale ilimizde toplam kaç MW, toplam kaç adet daha termik santral kurulmasına izin vereceksiniz?

3-Ayvacık Babadere mevkiinde kurulması planlanan termik santralin ÇED süreci hangi aşamadadır?

4-Çanakkale de, Biga Ovasında ve Kaz Dağlarında çarpık sanayileşmenin ve çevre tahribatının, geri dönüşü olmayan toprak, su ve hava kalitesindeki olumsuzlukları nasıl telafi edeceksiniz?

"Bozcaada'nın Geleceği İçin Bir İmza"



change.org'da "Bozcaada'nın Geleceği İçin Bir İmza" başlığıyla açılan imza kampanyasına bugüne kadar 11.211 kişi destek verdi. 

Destekçilerin imza nedenlerinden yaptığımız derlemeyi tüm dostlarımızın ve yeni imar planını hayata geçirmeye çalışan yetkililerin bilgisine sunuyoruz :

• el değmemiş çok az yer kaldı, sahiller herkese açık, neden daha fazla imar???? bırakalım doğal kalsın...
• kizima guzel bir miras birakmaliyim!
• Doğa güzelliklerini korumalıyız.Bizden sonraki nesillere bırakacak mirasımız olmalı.Böyle bir değeri korumak gerekli.
• Doğal güzelliklerimizi yeteri kadar mahfettik bari kalanları koruyalım.
• Şu an dahi ada üzerinde yaşayanlara ve turistik amaçla gelenlere alt yapı vb olarak zar zor yetmektedir hatta yoğun yaz günlerinde yetmemektedir, yeni imar planıyla adanın dönüşü olmayan kayıplar vereceğini düşünüyorum bu yüzden bu dilekçede yazılanları kabul ediyor ve altını imzalıyorum
• Cok az sayida kalan dogal guzelliklerimzi korumak icin elimizden ne gelirse yapmaliyiz...
• Bozcaada bugünkü haliyle kalmalı, üzüm bağları yok edilmemeli, insanların kaçıp sığınabilecekleri nadide yerlerden biridir Bozcaada. Nefes alabiliyorsunuz; yapılaşmamalı ve birilerine peşkeş çekilmemeli..
• her yer ozellikle sit alanlari TOKI ye peskes cekilmemeli
• Soluk almaya ihtiyacımız olduğunda feribota atlayıp kaçabileceğimiz güzellikleri elimizden almayın lütfen! İstanbul betona gömüldü, bırakın Bozcaada-Gökçeada'da toprağı hissedebilelim.
• Bozcaada sakın dinginlikteki bir adamız oraları TOKİ ile bozmayın tekrar oraya huzur bulmak için gidelim
• dogası tarıhı ve kulturu ıle bu vatanı cennet kılan yerlerden bırıdır bozcaada
• Bozcaada ile ilgili zamanında bir istatistik okumuştum muhtemelen hala geçerlidir. Türkiye'nin kişi başına en çok hane(ev) düşen ilçesi. Hal böyleyken senede sadece 2 ay daha fazla insan kalabilsin diye mevcut güzelliği katletmenin ne anlamı var.
• Her sene bozcaadaya tatile gideriz. Adaya hayranım. Ancak bu sene çevre kirliliği en hat safada idi. Daha fazla kirlenmeden en azından bu şekilde kalmasını temenni ediyorum.
• Bozcaadayı gördüm. Alaçatı'da yaşayan birisi olarak yönetimlerin rantçı, kısa vadeli planlarının, bir yörenin doğal güzelliklerini, bakirliğini bozmadan büyütülmesi konusunda beceriksizliklerine şahit olduğum ve bu konuda başarıyla bugüne getirilmiş Bozcaada'nında başına aynısının gelmesini asla istemediğim için destekliyorum.
• Bozcaada da yapmıs olduğum maceralarımı kucuk oğlumunda yapmasını istediğimden ve en önemlisi Foti dedeme saygımdan.
• Rant üzerinden geçinmekten başka hiçbir iş yapamayanlara güçlü bir destur çekmek, DUR demek lazım.
• Bozcaada'nın bakir dokusunun bozulmaması dileğim...
• Bozcaada,doğal güzellikleri,güzel insanları,toprağında yetişen ürünleri,kuşları çiçek ve bitlileri ile o kadar güzel bir yer ki.anlatılamaz ancak yaşanır.Artık yeter! Dokunmayın bu eşsiz tabiat güzelliklerine,dokunmayın burada yaşayan tüm varlıklara
• bozcaada doğal kalsın çok birşey mi istiyoruz. Bakir alanlarımız çok azaldı, o da yok olmasın, bu güzellikleri çocuklarımda görebilsin...
• Dogayi ve bize sunduklarini tamamen yok edince beton, asfalt ve altin mi yiyecegiz? Bu ölçüsüz talan durdurulmali, Bozcaada'da ve her yerde.
• Bozcaadanin ruhunu bozmak canimizi acitir
• Bu donemde moda imar planlarıyla para kazanmak toplumumuzda her seyın azı karar cogu zarar dıye bır deyım var her taraf zaten beton yıgını barı bozcaada sakın ve temız kalsın insanlar bır donem sonra gerı donup baktıklarında her yerı beton yıgını yaptıklarına pısman olacaklar ış ışten gececek
• Böyle güzel böyle eşşsiz bir değer yok edilmemeli. Bozcaada bu haliyle güzel, böyle olduğu için seviliyor. O güzelim üzüm bağları, buz gibi suyu ile ayazma, rüzgar gülleriyle gün batımı, eski rum evleri ...daha bir çok güzellik saklı içinde...BOZCAADA DA IMARA HAYIR !!!
• Mimarım ve plansız yapılaşmaya; yeşil alanların ihlal edilişine; tarihi değerlerin yok edilişine karşıyım.
• Türkiye'nin eşsiz güzellikte ki nadir adalarından biri olan Bozcaada'da son ziyaretimde beni etkileyen en önemli şey doğanın , insanların ve nesnelerin olabildiğince doğal kalmayı korumasıydı. Her ne şekilde olursa olsun ada da hayata geçirelecek bir imar planı doğanın ve ordaki yaşam alanının da değişmesine ve zamanla bozulmasına neden olcaktır. Her fırsatta başımızı alıp kaçabildğimiz bu şirin adanın tüm doğallığıyla korunmasını istiyorum.
• Rant amacli imar planlarinin bir sonu gelmeli. Turkiyede katilimci, halkin tercihini dikkate alan bir planlama anlayisina acilen ihtiyac var. Nitekim Gezi olaylari bunun en guzel ornegi.
• Bozcaada nın doğal güzelliğinin bozulmasını, o mis gibi kekik kokularının yok olmasını ve beton yığını haline gelmesini istemiyorum.
• Bozulmamış ve bakir kalmış yerlerden biri. Bu yüzdende muhteşem. Bozulmasını istemiyorum.
• Doğal ve kültürel kaynaklarımızı sadece kimi yönetim erklerinin takdirine bırakmamak için
• Bozcaada Koyları ve Üzüm bağları ile güzel ve böyle korunmalı.
• Huzur kaynağı olan adamızda betonlaşma istemiyoruz.
• Eskiden çok güzel bir BOZCAADA vardı denmemesi için......
• Çünkü Bozcaada'da hala doğal kalan birşeyler var. Oraya gönül veren insanlar da Bozcaada kadar harika. Hepsine selam olsun...

Sen de imza atmak ve nedenini paylaşmak istersen :
http://www.change.org/tr/kampanyalar/bozcaada-nın-geleceği-için-bir-imza-sign-for-the-future-of-bozcaada

Biz kimiz?

Tüm dostlarımıza, katılımcılarımıza ve destekçilerimize,
11 Temmuz'dan bugüne "Bozcaada Forumu" adı altında faaliyet göstermekteyiz. Adamızın sorunlarıyla ilgili ada severleri ve kamuoyunu bilgilendirmemiz, kimilerini rahatsız etmiş ve çıkarlarına ters düşmüş olacak ki, son günlerde forumumuzun temsilcilerine ve en başından beri emek verenlerine yönelik haksız itham, sözlü saldırı ve hatta sokakta tacize varan müdahalelerle karşı karşı kalmaktayız.

Seçim dönemine girildiği bugünlerde, bu tür tepkilerin olabileceğini ve adadaki bazı güçlerin harekete geçeceğini biliyorduk.

Fakat son dönemde, basına "Bozcaada Forumu" ismi kullanılarak bazı haberlerin servis edilmesi ve 10 Eylül'den itibaren "Bozcaada Forum" ismiyle faaliyet göstermeye başlayan oluşum nedeniyle oluşan bilgi karmaşasına mani olmak için aşağıdaki açıklamayı yapmak ihtiyacı duyduk.

Biz kimiz?

- Bizler, 11 Temmuz 2013 tarihinden itibaren Bozcaada Forumu adıyla toplanan, burada Bozcaada ile ilgili sorunları tartışmaya açan, bu sorunlardan öncelikle çözülmesi gereken kanalizasyon ve arıtma sorununu, adanın geleceğini ipotek altına alan imar planı sorununu gündeme alanlarız.

-Bizler, zamanımızın önemli bir bölümünü bu toplantılara ayırıp, fikirler ve çözüm önerileri üretenleriz.

-Bizler, kanalizasyon sorununu gündeme aldığımızda, deşarj noktalarının fotoğraflarını çeken, bunu belgeleyen, bu belgeleri dilekçeler haline getiren, bu dilekçeleri imzalayan 565 kişiyiz.

-Bizler, bu dilekçeleri muhatap mercilere götüren, bunun cevabını talep edenleriz.

-Bizler, imar planı tartışmalarını gündeme taşıyan, imza kampanyasına 11 bin imzayı verenleriz. Bu sorunun ve Bozcaada Forumu'nun tüm saygın meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, çeşitli forum ve platformlarda konuşulur hale gelmesini sağlayanlarız.

-Bunu yaparken forumun temel ilkelerini içselleştiren, diline özen gösteren, her türlü düşünceye saygı duyanlarız.

-Bizler, başlangıcından bugüne, fırsat bulabildiğimiz her an forum toplantılarına katılıp düşüncelerini dile getirenleriz.

-Bizler, Bozcaada Forumu'nu düşüncelerimizle, çalışmalarımızla besleyenleriz.

Peki siz kimsiniz?

-Belediye Başkanımız Bozcaada'da atıksu sorunu yoktur dediğinde, Valiliğin, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tespitlerini yok sayıp, denize basılan ve kokan atıksuya yeraltı kaynak suyudur dediğinde ne cevap verdiniz ?

-Belediye başkanımız, "Maalesef bir mahkeme kararından dolayı bu hizmet gecikmiştir. Arıtmayı istemeyenler, dava açıp mahkeme kararıyla buradaki planların iptal edilmesine sebep olmuştur" derken bu mahkeme kararının konuyla ilgisi olmadığını kendisine söylediniz mi?

-Belediye başkanımız,"Adada iddia edildiği gibi bir yapılanma olmayacak" derken kendisine güneyde imara açılacak alanların plan paftasını gösterdiniz mi? İmara açılacak yerlerin fotoğrafla tespitini yapıp kamuoyuyla paylaşıp, bilirkişilerin fikrini sordunuz mu ?

-Belediye başkanımız, "Yapılan forum toplantıları bize karşı planlı, programlı, yıpratmak için yanlış bilgilerle halkı yanıltmaya çalışılan oluşumlardır. Bu toplantılar daha sonra Bozcaada halkı tarafından destek görmeyerek, yavaş yavaş etkisini yitirmiştir" derken, başkanın bu söylediklerine katılıyor ve onaylıyor musunuz?

-Belediye başkanımız, "Ben forumda konuşanlara ve orada toplanan 30-40 kişiye bakıyorum. Konularla ilgili hiç bilgi ve belge sahibi olmadan toplantılar yapıp ada hakkında karar vermeye çalışıyorlar." derken, "11 Temmuz 2013 gününden beri forum biziz" diyen sizler, Bozcaada Forumu arşivlerinde olan ve defalarca yayınlanan belgelerden habersiz misiniz ?

-Belediye başkanımız, "O forumdaki arkadaşlar adada uzun süre yaşamadıkları, konulara da vakıf olmadıkları için iddia ettikleri şeyleri birbirine karıştırmışlar" derken, sizler bu sözleri üstünüze alıyor musunuz?

- Sayfanızda neden kuruluş tarihimiz olan "11 Temmuz" gününe ait notları yayınlayamadığınızı (http://bozcaadaforumu.blogspot.com/2013/07/toplant-notlar-11-temmuz-2013.html)

Merak ediyoruz.

Her ne koşulda olursa olsun, adamızın geleceğiyle ilgili her türlü doğru bilgiyi paylaşmaya ve mücadeleye devam edeceğiz.

Bozcaada Forumu
http://www.facebook.com/BozcaadaForumu
http://bozcaadaforumu.blogspot.com/
http://www.twitter.com/bozcaadaforum
https://www.facebook.com/groups/bozcaadaforumu

eposta : bozcaadaforumu@gmail.com

NUROL HOLDİNG kimdir ?

Adamıza 30 km. uzaklıkta yapılmak istenen Ayvacık - Babadere Termik santraliyle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı.

Doğa ve Çevreyi Koruma Derneği'nden (DOĞADER) bir yetkili santralde kullanılacak soğutma sisteminin denizde yaratacağı tahribata dikkat çekti. 

Soğutma sisteminde deniz suyunun kullanacağını belirten yetkili ÇED başvuru dosyasındaki şu detayı paylaştı :

“Soğutma Sistemi için kullanılacak suyun denizden tedarik edilmesi planlanmaktadır. Soğutma sistemi suyun tedarik edilmesi ve kullanılması için pompalama sistemleri ve su alma/verme yapıları bulunacaktır. Denizden alınacak olan su kimyasal arıtmadan geçirildikten sonra tesisin diğer ihtiyaçlarını da karşılamak amacıyla kullanılacaktır. Kullanılan su, tesis edilecek olan su deşarj hattı ile tekrar denize deşarj edilecektir."

Ayrıca başvuruda yer alan bilgilere göre, termik santralde kullanılıcak itham kömür kullanılacak ve Güney Amerika, Rusya ya da Güney Afrika ülkelerinden birinden temin edilecek.

Doğader yetkilisi ayrıca, Nurol Holding ile ilgili şu açıklamayı yaptı :

NUROL HOLDİNG kimdir ?

* Basında çokça yer almıştı: “TBMM’de ceylan derisinden koltuk.” Meclis genel kurul salonunun inşaatını Mesa-Nurol ortaklığı üstlenmişti. Bu şirketlere ödenen tutarın 21.7 milyon dolar olduğu gerçek maliyetin ise 12.5 milyon doları geçmeyeceği o dönem incelemelerde ortaya çıkmıştı. Dönemim meclis başkanının rüşvet aldığı söylentileri ortalığı kaplamış ve süreç yargıya taşınmıştı.

* 3 Aralık 1982’de Nurettin Çarmıklı tutuklanmış ve bazı eski bakan ve bürokratlarla birlikte Yüce Divanda yargılanmışlardı. Nedeni ise rüşvet ve kamuyu zarara uğratmak suçlarıydı. Suç ise gurubun büyüme eğrisinde önemli yer tutan “Ayaş tüneli” inşaatı sırasında işlenmiş. Demiryolu İnşaat Eski Genel Müdürü Suat Taftalı, Nurol İnşaat’tan rüşvet alma suçu nedeniyle 1 yıl hapis ve 2 bin lira para cezasına çarptırılırken, rüşvet verdiği sabit olan Çarmıklı ise Yüce Divanda delil yetersizliğinden dolayı beraat etmişti.

* Marmaray projesinde bir TL zam isteyen işçilere bu zammı çok gören Nurol İnşaat ardından da işçileri işten çıkarmıştı. Hasankeyf’i yok edecek Ilısu Barajı’nda çalışan işçilerin kölelik şartlarına karşı iş bırakması karşısında işçiler yine Nurol İnşaat tarafından işten atılmışlardı.

Zorunlu Açıklama

Bugün iki haber sitesinde Sn. Belediye Başkanı Mutay'ın forumumuzun temsilcileriyle görüştüğüne dair haberler yer almaktadır. Sayın Başkan'ın katıldığı toplantıyla "Bozcaada Forumu"nun bir ilgisi yoktur. Habere dair düzeltme yayınlamaları için ilgili sitelere gönderilmiştir.

Sayın Mutay'ın forumumuzla ilgili iddiaları ile ithamlarına yönelik yaptığımız basın açıklamasını tekrar hatırlatır, konuyla ilgili detaylı cevap hakkımızın saklı bulunduğunu hatırlatırız.

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=215910961909701&set=a.192497900917674.1073741833.187879648046166&type=1

ilgili haberler : 
http://www.canakkaleicinde.com/bozcaada-forumun-toplantisina-belediye-baskani-mustafa-mutay-da-katildi.html
http://www.haberand.com/baskan-mutay-bozcaada-forum-a-katildi-h-367000.html

Bozcaada'da neler oluyor?

Akgün İlhan

Park Gazetesi, 29 Eylül 2013

Bozcaada Forumu, denizi kirliliğe karşı korumak için özverili bir mücadele içinde.

Türkiye’de Gezi Direnişi ile hareketlenen sosyal muhalefetin gittikçe artan bir sıklıkla dile getirdiği konulardan biri de adaların durumu. Sosyal medyanın gündemine ilkin yenilenen imar planlarıyla gelen adalar, pek çok sorunla boğuşuyor. Geçtiğimiz günlerde Bozcaada koruma planı adı altında doğaya zarar verici gelişmeler gündeme gelmişti. Ada halkı da sesini duyurmak için Bozcaada Forumu’nu kurdu. Forum’da Kanalizasyon Çalışma Grubu bile var. Zira adanın en büyük sorunlarının başında arıtılmadan denize boşaltılan atık sular geliyor.Forum sadece bir gün içinde 565 kişiden topladığı imzayı, 25 Temmuz 2013 tarihindeBozcaada Belediyesi başta olmak üzere, Çanakkale Valiliği ve Bozcaada Kaymakamlığı’naverdi.

Adamızın kıymetini bilmiyoruz

Gelelim Bozcaada’nın önemine. Türkiye’nin üçüncü büyük adası olan Bozcaada’nın tamamı 3. dereceden sit alanı. Anakaraya sadece 6 km uzaklıkta olan Bozcaada’ya ulaşım kolay olduğu için burada günübirlik turizm hakim. Conde Nest Traveler dergisinin okuyucuları “Avrupa’nın en iyi adası hangisi?” sorusunu manzara, misafirperverlik, ambiyans, sahiller, aktiviteler, konaklama ve restoranlar kıstaslarını dikkate alarak seçim yapmışlar ve en iyi ada olarak Bozcaaada’yı seçmişleri.

Ancak Türkiye’de yetkililer kendi adalarının kıymetini bilmiyor. Bilmediği gibi, bilenin de sözünü dinlemiyor. Adanın Poyraz Limanı’ndan denize kanalizasyon akması yeni bir mesele değil. Bu durum 10 yıldır sürüyor. Halk, kanalizasyon sorununu 2009 ve 2010 yıllarında da Çevre ve Orman Bakanlığı, Çanakkale Valiliği Çevre ve İl Şehircilik Müdürlüğü, Bozcaada Kaymakamlığı ve Bozcaada Belediyesi’ne bildirmiş. Çanakkale Valiliği’nden gelen teknik ekipler de, 2010’da Bozcaada Belediyesi’nin atık suları hiçbir arıtmaya tabi tutmadan denize verdiğini tutanakla da tespit etmiş. Valilikten belediye’ye uyarı gönderilerek, gerekli önlemlerin alınması istenmiş. Hatta gereken önlemlerin alınmaması durumunda Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacağı bile ifade edilmiş. Ancak bütün bunlar fayda etmemiş. Kanalizasyon sorunu büyüyerek devam etmiş. Son olarak Bozcaadalılar, 25 Temmuz 2013 tarihinde, kötü koku yaratan, kaya ve kumda renk değişimine neden olan ve olumsuz etkileri gittikçe artan kanalizasyon faaliyetinin durması için bir dilekçe yazıp, yetkili mercilere iletti. Bu dilekçeye cevap 19 Eylül 2013 tarihinde İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nden geldi.

Bu cevapta “Belediye Başkanlığınıza, Atıksu Arıtma Tesisi Kurmak ve işletmeye almak için 2872 Sayılı Çevre Kanunu İş Temin Planı kapsamında 2016 yılında kadar süre verilmiş olup; bu süre zarfında kanalizasyon hattına bağlanan atıksuların derin desarj yapılarak alıcı ortama verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda çevre kirliliğini yol açabilecek durumların ortadan kaldırılması amacıyla belediyeniz tarafından gerekli tedbirlerin alınarak şikayete mahal verilmemesi hususunda gereğini ve bilgilerinizi arz / rica ederim” denilerek, Bozzcaada Belediyesi uyarılıyor. Bozcaada Belediyesi ise buna istinaden şu cevabı veriyor: “Bahse konu Poyraz Limanı’ndaki su, kanalizasyon atık su olmayıp yer altı kaynak sularının sızıntılarıdır. Söz konusu bölgeye herhangi bir yeraltı kaynak suları basılmamaktadır.”

Belediye inkar ediyor

Görünen o ki Bozcaada Belediyesi 2010 yılında Çanakkale Valiliği’nin yaptığı tespiti ve uyarıyı inkar ediyor. Üstelik, Bozcaada’nın suyla ilgili tek problemi bu da değil. Bozcaada Forum Kanalizasyon Çalışma Grubu 25 Temmuz 2013 günü, Bozcaada’da Kazanlar mevkiinde eski Salhane’ye 150 m mesafede üzeri betonlanmış bir PVC borudan denize su verildiğini tespit ettiii. Dakikada 3-5 litre akan sudan yola çıkarak hesaplama yapan grup, adadan denize akan yıllık su miktarını 1.577-2.628 m3 olarak hesaplamış. Şimdi sıkı durun; bu su atık su da değil. Kullanılmadan denize akan bu su Anadolu yakasından denizaltı borusu ile gelen ve depodan taşan temiz su.

Bozcaada Forumu ne temiz, ne de kirli suyuna sahip çıkan Bozcaada Belediyesi’nin bir an önce görevini yerine getirmesini istiyor ve yaşanan bu hukuksuzluğun peşini bırakmayacaklarını belirterek yetkililerle yapılan bütün yazışmaları kamuoyuyla paylaşıyor. Yetkilileri bir an önce göreve davet ediyoruz.

Son notlar

6 Ekim 2013 Pazar

Habbele'deki inşaat, adada ruhsat ve imar izni sorunu ile cezalar

Bozcaada Forumu toplantılarında katılımcılarımızın sıkça dile getirdiği sorunlardan biri de adadaki usulsüz yapılaşma, ruhsat sorunu ve denetim eksikliğiyle ilgiliydi. 

Katılımcılarımız "yapı yapmak isteyenlere 'plan çıkmadı' diye izin verilmezken, bazıları ise "ruhsat" alındı diyerek rahatça inşaat yapıyor" şeklinde düşüncelerini birçok kez dile getirmişlerdi.

Diğer önemli bir iddia ise, adadaki kaçak yapılar, yüzme havuzları ve kıyı ihlalleriyle ilgili herhangi bir cezai işlem uygulanmazken, imar birimindeki görevlilerin istediklerine keyfi şekilde ceza kesmesi durumuydu.

Tartışmalarda en çok dile getirilen konu ise Habbele'de denize kadar inen ve kaçak iskele yaptığı iddia edilen otelle ilgiliydi. Bir katılımcımız konuyla ilgili

"O otel işgal ettiği kıyının su kesiminde 50 metreye kadar halka açık olmak zorundadır. Yoldan görmüyor olabilirsiniz ama kepçeyle kıyıyı kazarak kendine bir plaj yaparak, oraya kocaman bir iskele yapmıştır. Otel yapımı esnasında 3 yıl önce mücadele vermiştik. Fakat otele ruhsat verilmiş. Ama şöyle bir çelişki var, koruma amaçlı plan çalışması yapılırken oraya ruhsat verilmiş. Bu arada otel yapıldı gitti zaten, durdurmaya gücümüz yetmedi." diyerek konuya ilişkin bilgiyi bütün forumla paylaşmıştı.

Katılımcılarımızın forumda dile getirdiği iddialarla ilgili araştırma yapan "İmar Çalışma Grubu"muzun ilk çalışmasını tüm dostlarımızın bilgisine sunarız.

2005 yılında Belediye tarafından önce imar izni verilen, daha sonra da 2011 yılında yine Belediye tarafından turizm tesis alanı inşaatı ve günübirlik tesis alanı için inşaat ruhsatı verilen otelle ilgili olarak :

- İnşaatın yapıldığı yerin öncesi ve sonrasına ait fotoğraflarla
- Bozcaada'da yaşayanlar tarafından imza toplanarak verilen dilekçeye Belediye'nin verdiği cevabı adaseverlerin bilgilenmesi için yorumsuz paylaşıyoruz.



































Yeni İmar Planında Bağların - Tarım Alanlarının Durumu




İmar Çalışma Grubumuz, yeni imar planıyla birlikte, tamamı doğal, arkeolojik ve kentsel sit alanı olan Bozcada'nın bağları ve tarım alanları için öngörülen yapılaşma şartlarını inceledi ve belgeledi. Ve şu sorulara yanıt aradı.

- Yeni imar planı adanın bağları ve tarım alanları için ne öngörüyor ?
- Uzmanlar ne diyor ?

Yeni İmar Planıyla ilgili sonraki çalışmalarımız, günübirlik turistik tesisler ve adanın imara açılmak istenen kuzey bölümüyle ilgili olacak.

Bozcaada Forumu














Ayvacık-Babadere Termik Santrali ile ilgili gelişmeler



Bozcaada Forumu'nun çağrısıyla gündeme taşınan Ayvacık-Babadere Termik Santrali ile ilgili tepkiler gelmeye devam ederken, mücadele için hazırlıklarımız da sürüyor. Konuyla ilgili gelişmeleri, tüm dostlarımızın bilgisine sunarız.


# ÇAĞRIMIZ
http://www.bianet.org/bianet/cevre/150371-canakkale-de-yeni-termik-santral-projesi
http://www.sendika.org/2013/10/truvaya-termik-santral-projesi/

# GELEN TEPKİLER

Termik santralin bölge için felaket olacağını belirten Çanakkale Çevre Platformu Sözcüsü Hicri Nalbant,, “Babadere Tremik Santrali bölge için hem ekolojik yapısı hem de tarımsal faaliyetler noktasında tam bir felaket olur. Bu yatırımı doğru bulmuyoruz” dedi.

http://www.canakkaleolay.com/details.asp?id=86084
http://www.bianet.org/bianet/cevre/150381-babadere-ye-termik-santral-bolgeyi-kalorifer-kazani-haline-getirir


Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından açıklanan rapora değinen YGSP (Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi) ise iklim değişikliğinin sebebinin insan kaynaklı faaliyetler olduğunu belirterek, iklim değişikliğinin en önemli etkeninin de
kömür ve kömür ile enerji üretilmesi olduğuna dikkat çekti. Ve şu ifadelere yer verdi :

" Ayvacık’a bağlı Babadere köyü sahilinde planlanan; bölge ekonomisine yarardan çok zarar verecek olan bu termik santraller, bölgenin topraklarını, havasını ve suyunu kirleteceklerdir. Bölgenin yenilenebilir enerjilerin merkezi olmasını destekliyor ve kirletici yapılardan uzak durulmasını talep ediyoruz."

http://www.yesilgazete.org/blog/2013/10/03/yesiller-ve-sol-gelecek-canakkalede-termik-santral-istemiyor/

Yeşil Gazete'den Mahmut Boynudirek ise "Domatesinizi kömürlü mü alırsınız?" başlıklı yazısında, Ezine- Ayvacık civarının Türkiye’nin ve bölgenin domates merkezi olduğuna vurgu yaparak, "Çanakkale’nin en verimli domates tarlalarının ortasına kömürle çalışan bir termik santral kurulması planlanıyormuş. Kazdağından çıkan pınarların can verdiği derelerin Ege’nin lacivert sularıyla buluştuğu ovalarda yakın bir gelecekte kömür dumanı soluyacakmışız." diyerek konunun vehametine dikkat çekti.

http://www.yesilgazete.org/blog/2013/10/02/domatesinizi-komurlu-mu-alirsiniz/

# MÜCADELE HAZIRLIKLARI

Bozcaada Forumu olarak biz ise, kömürle çalışan santrallerin bir çözüm olmayacağını ve bu santralin adamıza ve bölgemize olumsuz etkilerinin olacağını belirterek, adamıza 30 km. uzaklıktaki bu santrale karşı olduğumuz daha önce belirtmiştik.

Şu an için, Ayvacık - Babadere Termik Santrali ile ilgili mücadele hazırlaklarımız devam ediyor. Gelecek hafta içinde Çanakkale'de düzenlenmesi planlanan termik santrallerle ilgili yapılacak toplantıya, mevcut projenin adamıza olana etkilerini anlatacağız. Bunun yanında, termik santralin adamıza etkisinin ve zararlarının bilimsel olarak araştırılması için gerekli mercilere başvuru sürecini başlatacağız.

Ayrıca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından açıklanan Ayvacık - Babadere ES ile ilgili 07 Kasım tarihinde yapılacak İnceleme - Değerlendirme toplantısına müdahil olarak, santralin adamıza olan etkilerini sunmak istiyoruz.

http://www.csb.gov.tr/gm/ced/index.php?Sayfa=sayfa&Tur=webmenu&Id=9887

Konuyla ilgili destek çağrımıza ses veren öncelikle adalı dostlarımıza ve duyarlılık gösteren herkese teşekkür ederiz.