23 Kasım 2013 Cumartesi

Bozcaada Belediye Başkanı Mustafa Mutay ne demişti ?

"Bozcaada da Elden Gidiyor" başlığıyla, 24 Nisan 1990 yılında Milliyet Gazetesi'nde çıkan haberde sayın Belediye Başkanımızın yer alan ifade ifadeleri :

"Bozcaada'nın yıllardır geçim kaynağı olan bağcılık ve şarapcılık ölüyor. Biz de mecburen tarım alanlarını turizme açıyoruz"

"SİT alanının birkaç derece aşağı alınmasını ve hatta tamamen kaldırılmasını istiyoruz. Çünkü bu adanın gelişimini engelliyor. Yüksek Anıtlar Kurulu ve İller Bankası ile yeni çalışmalara başladık. Koruma amaçlı yasa tasarısıyla yeniden adada SİT tespit çalışmaları yapılacak. Korunmaya alınması gerekmeyen bölgelerde imar serbest bırakılacak. Buda turizmin gelişmesini olumlu etkileyecek"

Aynı gazetede çıkan diğer bir haberde, "İmar Serbest Bırakılsın" başlığıyla, Bozcaada Belediyesi'nin adayı SİT alanından çıkarmak için çaba harcıyor" ve "SİT kararlarının kaldırılmasının adadaki turizmi geliştiriceği belirtiliyor" deniliyor.



Sayın Başkanımız, forumumuzla ilgili yaptığı açıklamada, imara açılan yerlerin önceki dönemlere ait olduğunu belirtmiştir. Fakat, adadaki SİT kararlarını kimler, ne zaman ve ne amaçla değiştirdiği açıktır.

Haberde yer alan "Betonlaşma Adayı : Bozcaada şimdilik doğal görünümünü koruyor...Ancak Belediye'nin önerdiği yasa değişikliğiyle, SİT alanı durumu yavaş yavaş ortadan kalkacak" ifadeleri durumu özetlemektedir.

Bugün gelinen noktada, Belediye'nin bizzat müdahil olduğu ve adanın sonunu getirecek imar planı, daha önce Habbele'de tüm itirazlara rağmen yapılan otel inşaatı ile Akvaryum Koyu'nda başlayan toplu konut inşaatına yönelik kimin karar aldığı bellidir.

Geçmişte alınan kararlar ve yaşanan hadiseler, adayı gelecekte nelerin beklediğinin bir göstergesidir.

Bağlarda, tarm alanlarında ve bakir koylarda yapılaşmanın önünü açan yeni imar planı ve kruvaziyer Yat Limanı gibi bir kaderi, adamıza reva görenleri tarih not düşmektedir...

31 Ekim 2013 Perşembe

BABADERE TERMİK SANTRALİ'NDE OYNANAN OYUNU BİLİYORUZ !

BABADERE TERMİK SANTRALİ'NDE OYNANAN OYUNU BİLİYORUZ !
Ayvacık Babadere Termik Santrali ile ilgili projenin durdurulduğuna dair yapılan açıklamaları samimi bulmuyoruz. 

Nurol AŞ'nin projeyi durdurma talebini ve AKP Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in açıklamalarını, yerel seçimler öncesinde daha fazla tepki çekmemek için yapılan bir siyasi manevra olduğuna inanıyoruz.

Yerel seçimler sonrasında projenin tekrar gündeme getirileceğini ve Nurol AŞ'nin Termik Santral kurma niyetinden vazgeçmediğini biliyoruz.

NUROL AŞ tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yapılan başvuruda "ön değerlendirme çalışmalarının devam etmesi" vurgusu, bu projeden vazgeçmediklerinin kanıtı olarak görüyoruz.

Çevre konusunda mücadele verenlerin ve doğaseverlerin tepkisi nedeniyle geri adım atan NUROL AŞ'nin projeyle ilgili durdurma talebini, AKP Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir, şu sözlerle kamuoyuna duyurmuştu :

"AYVACIK/ BABADERE’ye bir enerji santrali kurmak için başlatılan süreç, ilgili firmanın bu girişiminden vazgeçmesi sonucu durdurulmuştur. Firma, bu talebinden vazgeçtiğine dair dilekçesini 11.10.2013 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza vermiştir. Vazgeçme talebine dair dilekçe üzerine Bakanlık, Ayvacık’a enerji santrali yapılması için başlatılan süreci durdurmuştur." 


NUROL AŞ'nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yaptığı ve geçtiğimiz günlerde detayları ortaya çıkan müracattaki ifadeler ise konunun gelecek dönemde tekrar gündeme geleceğinin sinyalini vermektedir.

“Proje ile ilgili olarak ÇED başvurusu dosyası tarafımızca hazırlanmış ve sonra ilgi yazınız ile tarafımıza Halkın Katılım Toplantısı ve Kapsam ve Özel Format Belirleme toplantısı tarihleri tebliğ edilmiştir. Bununla birlikte söz konusu proje ile ilgili ön değerlendirme çalışmalarının devam etmesi sebebi ile projenin ön çalışmaları yatırımcı firma tarafından tamamlana kadar ÇED sürecimizin durdurulması hususunu emir ve görüşlerinize arz ederiz”.

Ayrıca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan 02.10.2013 tarihinde yapılan duyurıya göre, NUROL AŞ tarafından yapılan ÇED Başvurusu uygun bulunmuştur. (http://www.csb.gov.tr/iller/canakkale/index.php?Sayfa=duyurudetay&Id=4209)

Diğer taraftan, 07 Kasım 2013 saat 10:00'da ÇED VE SÇD DAİRESİ BAŞKANLIĞI'nda (3.Kat Toplantı Salonu) Nurol AŞ'nin katılımıyla yapılacağı duyurulan "Kapsam ve Özel Format Belirleme Toplantısı"nı ise şüphelerimizi doğrulamaktadır.

Bu nedenle, AKP Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından yapılan açıklamada, yer verilen şu ifadelerin :

"Fakat özellikle AYVACIK yöremizin, termik santral kurmak için çok doğru bir yer olmadığı kanaatini tüm Çanakkale kamuoyu gibi biz de taşıyorduk.

AYVACIK’ın tarihiyle, turizmiyle, doğal güzellikleriyle, tarımı ve hayvancılığıyla gündeme gelmesinin daha doğru olduğu kanaatindeyiz. Zaten ilimizin başka bir ilçesinde kurulu bulunan termik santrallerin halen faaliyette olduğu düşünüldüğünde, özellikle AYVACIK yöremizde bir termik santralin kurulacak olması, tüm Çanakkale kamuoyu gibi bizi de rahatsız etmiştir. Bu düşüncelerimizi İlgili makamlar nezdinde en üst düzeyde dile getirdik.

Sonuç almaya yönelik, yapıcı ve ikna edici, Çanakkale ve Ülke menfaatlerini ön plana alan girişimler sonucunda ilgili firmanın bu talebinden vazgeçtiğine dair dilekçesinin 11.10.2013 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza verildiğini, sürecin de aynı gün Bakanlık tarafından durdurulduğunu..."


takipçisi olacağımızı ve termik santrala karşı yürüttüğümüz mücadeleye kararlılıkla devam ettiğimizi tüm dostlarımıza duyururuz.

Bozcaada Forumu

bozcaadaforumu@gmail.com

http://www.facebook.com/BozcaadaForumu
http://www.twitter.com/BozcaadaForum
http://bozcaadaforumu.blogspot.com/

12 Ekim 2013 Cumartesi

...

Bütün kapılar kapalı inik bütün perdeler
nerdeler nerdeler nerdeler
gidilmeyen gelinmeyen bir yerdeler
dilsizler fısıldıyor sağırlara uzaktan çok uzaktan
bakışın gözleri yok koşunun ayakları
yoruldum yakalanmazı kovalamaktan
bir cigara içeyim

Nazım Hikmet Ran, 31 Mayıs 1962

Photo: Bütün kapılar kapalı inik bütün perdeler
nerdeler nerdeler nerdeler
gidilmeyen gelinmeyen bir yerdeler
dilsizler fısıldıyor sağırlara uzaktan çok uzaktan
bakışın gözleri yok koşunun ayakları
yoruldum yakalanmazı kovalamaktan
bir cigara içeyim

Nazım Hikmet Ran, 31 Mayıs 1962

Ölü Ada Kirpileri

Bir katılımcımız tarafından gönderilen, Poyraz Limanı yolu üzerinde çekilmiş cansız halde yatan ada kirpilerinin fotoğrafını YORUMSUZ olarak paylaşıyoruz.




"Turizm, yapılaşma ve rant baskısı altındaki Bozcaada"



"Turizm, yapılaşma ve rant baskısı altındaki Bozcaada"

Geçmişte neler söylendi, bugün ne yapılıyor ?

2011 yılında bayramda yaşanan yoğunluk nedeniyle Bozcaada'daki konaklama ve hizmetlerde oluşan sorunları köşesine taşıyan ve "Daha fazla otel açılması lazım. Yani yeni otellerle beraber yeni restoranların da açılması gerekiyor. Sahildeki ve merkezin ara sokaklarındaki yerlerin tümü dolu. Bu konuda devletin yardımı gerek. İmara kapalı yerlere izin gerekiyor." şeklinde ifadeler kullanan, ulusal bir gazetede yazan köşe yazarına, Yurt Gazetesi yazarı Haluk Şahin'in ve Sn. Belediye Başkanı Mutay'ın verdiği cevabı,

bağlarda, tarım alanlarında, adanın doğal plajları ve koylarında yapılaşmanın önünü açan, uzmanlar tarafından sadece turizme odaklı olduğu için eleştirilen ve geçtiğimiz mayıs ayı onaylanan yeni imar planı ışığında, tüm dostlarımızla tekrar paylaşıyoruz.

Haluk Şahin :

"Bozcaada bir plaj adası değil. Bozcaada’da üzüm bağlarını yok edip imara açmak adayı sıradanlaştırır. Bozcaada’nın hiçbir özgünlüğü kalmaz. Bodrum örneği önümüzde duruyor.

Evet, bayramda çok aşırı bir yüklenme oldu. Bir an adalılar olarak batıyoruz sandık. Buraya gelen insanların kafasında deniz olduğunu görüyoruz. Oysa ada, plaj adası değil.

Bozcaada’nın üzüm bağları var, rüzgarı var, tarihi var, farklı kültürlerin bir arada yaşatıldığı insanlar var, doku var. Şarabı var. Şimdi siz bütün bu farklılıkları görmeyip sadece deniz olarak algılarsanız, işte bu, Bozcaada’nın sonu olur. Tıpkı Bodrum olur.

Buraya gelenlerin birinci amacı deniz olmamalı. Bahsettiğim özgünlükleri gezip görüp tanımalı. Sonra hazır gelmişken bir de
denize gireyim demeli. Bu deniz, birinci tercih asla olmamalı.

İstanbul’da oturan insanın hadi bu haftasonu Florya’ya gideyim de denize gireyim anlayışı içinde olmamalı. Deniz mi istiyorsunuz? Gayet basit. O kadar zahmete de gerek yok. Geyikli’den itibaren 3500 kilometre sahil şeridinde herhangi bir yeri tercih etme şansınız var. Bozcaada bütün özgünlüklerini içinde barındıran bir yer. Belki bu anlamda bizim de imajla ilgili bir eksikliğimiz söz konusu. Bunun için Bozcaada Derneği olarak imaj düzelmeye yönelik bir kampanya başlatacağız. Şu bahsettiğim özgünlükleri öne çıkaracağımız bir kampanya olacak”

Bozcaada Belediye Başkanı Mustafa Mutay :

Mutay, adadaki barınma sorunuyla ilgili belediyenin TOKİ gibi görülüp bu anlamda değerlendirilmesinin yanlış bulduğunu belirterek; “Birçok hizmet özelleşirken, bizim çukıp sezonluk işçiler için yatakhane yapmamızı istemelerini anlamakta güçlük çekiyorum“ demişti

Mutay, ayrıca, adanın imara kapalı alanlarını yapılaşmaya açmanın cinayet olacağını ifade ederek, “Çünkü bu ada, rant adası değil. Bozcaada, üzümü, şarabı, doğası, farklı kültürleri bir arada barındıran özelliklerin yaşatıldığı yer” demişti.

***
Diren Bozcaada - Oktay Ekinci

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=443392&kn=68&ka=4&kb=5&kc=68

Bozcaada'nın Yeni İmar Planı : Turizm, Nüfus ve Betonlaşma

http://yapi.com.tr/Haberler/bozcaadanin-yeni-imar-plani-turizm-nufus-ve-betonlasma_112830.html

Bozcaada da Tehlikede!

http://www.arkitera.com/haber/index/detay/bozcaada-da-tehlikede/17190

De te fabula narratur



Açık Radyo'nun kurucularından yazar ve akademisyen Ömer Madra, Bozcaada ya da atıfta bulunduğu yazında, verilen ekolojik mücadelenin, aslında tam olarak demokrasi mücadelesi olduğuna dikkat çekiyor.


Madra, "Gezi yazının ardından ülkenin dört bir yanında ekolojik mücadele olanca hızıyla devam ediyor" derken, Türkiye’de egemen olan yönetim anlayışını, Yazar ve aktivist Naomi Klein’ın görüşlerine değinerek, "dünyadan durmadan almaya, asla geri vermeden almaya dayalı bir yönetim anlayışı bu." sözleriyle yorumluyor.

Madra, "...bütün o sayısız termik santralleri, HES’leri, 3. Köprüyü, kesilen Kuzey Ormanları’nı, 3. Havalimanını, Kanal İstanbul’u, Ilısu’yu, Munzur’u, Aliağa’yı, Bozcaada’yı, Çanakkale’yi, taş ocaklarını, maden ocaklarını, kazılan bütün o maden ve inşaat çukurlarını, ve daha pek çoklarını düşünürsek... ‘hafriyatçılık’ diyemez miyiz buna? " diye sorarken, sorunun cevabını şu sözlerle veriyor : "Pekâlâ diyebiliriz. Sonu gelmeyen bu ekonomik büyüme fetişizmi, bu hafriyatçılık insanlığı bir bütün olarak umutsuzluğa doğru sürüklerken, ortada yaşanabilir bir çevre bırakmıyor ve her yerde toplumun sadece küçücük bir kesimini zengin etmeye yarıyor."

Madra'nın "Anlatılan, Bizim Hikâyemiz" başlıklı yazısının tamamı
http://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=a&aid=32143&cat=100

Diren Bozcaada Kirpisi !



Diren Bozcaada Kirpisi !


Abbasağa Forumu tarafından yayınlanan Park Gazetesi, bozcaada ekosistemi ile ilgili başlattığımız çalışmayı, "Bozcaada Forumu, adadaki canlı türlerinin karşılaştığı tehditleri belgelemeye başladı." açıklamasıyla ve "Diren Bozcaada Kirpisi !" başlığıyla okuyucularına duyurdu.

haber metni : http://parkgazetesi.com/2013/10/11/diren-kirpi/

ÇANAKKALE – Bozcaada Forumu’nun Çevre Çalışma Grubu, ada ekosisteminin korunması amacıyla bir çalışma başlattı.

Bu çerçevede, forum katılımcıları adada birlikte yaşadıkları ve tehdit altında bulunan bitki ve hayvanları tanıtıp, karşı karşıya kaldıkları baskılara dikkat çekecekler. Gönüllülük temelinde sürdürülen bu çalışma, herkesin katkılarına açık.

Çalışma grubundan yapılan açıklamada “Bu bitki ve hayvanların önemli bir bölümü zaman içinde yok olmuşlardır. Geriye kalanlarsa ciddi bir tehdit altındadır. Kontrolsüzce gelişen turizm ve yapılaşma bu tehditlerin başlıcalarıdır” deniyor.

Forumun bu anlamdaki ilk bilgilendirme çalışması, ada kirpisi denen Erinaceus roumanicus drozdovskii adlı türe yönelik. Yaklaşık 25 cm. boyunda, gövdesi dikenlerle örtülü bu canlının kızdığı veya korktuğu zaman diken topuna dönüşerek korunduğu belirtiliyor.

Ada kirpisine ve söz konusu faaliyete dair daha fazla çalışma için:

http://bozcaadaforumu.blogspot.com/2013/09/ada-kirpisi.html