28 Eylül 2013 Cumartesi

Belediye Başkanı Mutay'ın ithamlarına ve iddialarına yanıtımızdır



Basına, Kamuoyuna ve tüm dostlarımıza…


Sayın Bozcaada Belediye Başkanı Mustafa Mutay ait, 27 Eylül tarihinde yerel bir gazetede yer alan (http://goo.gl/4FyWuR) forumumuzla ilgili çeşitli ithamlar ile adamızdaki kanalizasyon sorunu ve yeni imar planıyla ilgili yaptığı açıklamaya yazılı cevabımızdır.

Belediye Başkanı Mutay, forumdaki tartışmaların “bilgi ve belge sahibi olmadan” yapıldığını iddia ederek forumumuzu kamuoyunu yanlış bilgilendirmekle suçlamıştır.

Daha önceki açıklamalarımızda olduğu gibi, bu açıklamamızda da bütün ifadelerimiz, Çanakkale Valiliği, İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Bozcaada Kaymakamlığı, Şehir Plancıları Odası ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı’na ait belgelere, tespit tutanaklarına ve bilirkişi raporlarına dayanmaktadır. Belge ve bilgilerin asıllarına açıklamamızda yer verilmiştir.

# DENİZE VERİLEN KANALİZASYON SUYU-ATIKSU İLE İLGİLİ GERÇEKLER

- Çanakkale Valiliği’nin Bozcaada Belediyesi’ne yazdığı uyarı yazısında
- Çanakkale Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekip tarafından tutulan tespit tutanağında
- Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün şikayet dilekçemize verdiği cevapta

Poyraz Limanı – Bekçibayır Mevkii’nde denize kanalizasyon suyunun verildiği açıkca belirtilmiş, Belediye gerekli tedbirleri alması hususunda uyarılmış, gereğinin yapılmaması halinde, suç duyurusunda bulunulacağı vurgulanmıştır.

Bu nedenle, Adamızda arka deniz olarak tabir edilen bölgeye ve Poyraz Limanı – Bekçibayırı mevkiine "desarj" edilen su, Belediye Başkanı Mutay’ın gazetedeki açıklamasında ve dilekçemize verdiği cevabında ifade ettiği gibi sadece yeraltı sızıntı suları değildir.

• Belge no.1: 15.10.2010 tarihinde Çanakkale Valiliği – İl Çevre ve Orman Müdürlüğünün “Atıksu Şikayeti”yle ilgili dilekçeye yazdığı cevap 

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1ETTd_kl347KVwiwIQ4BM7EgYbGsFdRL6X6SMNHzotuGyxHs75QAFqy1ZidhCF93TviZHqshnaNDxSlmVB6ZZ_IouZMkxcTcd-rZJjQZblz0S2Pz9Y4C6C5K2ao9sQ6U5zpM6BXQnRjA/s1600/07.jpg

"İl Müdürlüğümüz teknik personellerince 02.09.2010 tarihinde Poyraz Limanı sahili boyunca gerekli inceleme ve denetimler yapılarak, bahsekonu sahilde Bekçibayırı sırtının bittiği ve şikayete konu olan alanda denize atıksu desarji olduğu, kirlilik ve koku bulunduğu, sahilin üst kesiminden belediye kanalizasyon hattının geçtiği ve rögarlardan atıksu akışı bulunduğu tespit edilip, ilgili belediye gerekli tedbirlerin alınması husunda uyarılmıştır."
Belge no.2: 15.10.2010 tarihlinde Çanakkale Valiliği – İl Çevre ve Orman Müdürlüğünün Bozcaada Belediye Başkanlığı'na yazdığı uyarı yazısı

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1-Fo5RylLoS8JnS5TDMwB-u5cTvmpiUkI6P3FsJPGzHlTrvdo_ihdS9hned8cFvBg0LdcHufJlALbsTuqU51x8HsRkvVxjXzRTzwuNYz42sz9bLvrPd9zuJfNNxk_qgi9XdcjDcmUj0U/s1600/06.jpg


“...çevre kirliliğine sebebiyet veren uygulamaların önlenerek şikayete konu olan olaylara mahal verilmemesi ve özellikle alıcı ortama kontrolsüz desarjların yapılmayarak çevre kirliliğine sebebiyet verilmemesi önem arzetmektedir.

İl Müdürlüğümüz teknik personellerince yapılan denetimlerde kirliliğin devamı ve arıtma tesisiyle ilgili herhangi bir çalışma yapılmadığının tespiti halinde, ... Çevre Kanunu'nun ilgili maddelerini ihlal etmekten, ... tarafınıza idari paza cezası uygulanarak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacağının bilinmesi hususunda gereğini arz ederim.”

• Belge no.3: 02.09.2010 tarihli Çanakkale Çevre ve Orman Müdürlüğü tutanağı

https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsE0p9VFG6V1-ursCsGUa25AjzFKDDp8WwXt-G-CMPxITA9zgCj7c3_1jbt7FlRTvJJTtJzoXe_T0JRjEt1bAjcUzWQjFAJj_glwrm8-TptF02cfYpOe_yb0R6fjEMbmU61HL2_Bs89R8/s1600/05.jpg

Denize atıksu desarjı yapıldığına dair kanıt, teknik ekiplerce yapılan inceleme sonucu tutulan tespit tutanağıdır.

• Belge no.4: 19.09.2013 tarihli Çanakkale Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün şikayet dilekçelerine cevaben gönderdiği 172709151-110-01/11385 sayılı yazı

https://fbcdn-sphotos-b-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn2/1375910_214515818715882_977938819_n.jpg

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden 19 Eylül tarihinde, Bozcaada Forumu tarafından verilen şikayet dilekçesine verilen cevapta ise “Belediye Başkanlığınıza, Atıksu Arıtma Tesisi Kurmak ve işletmeye almak için 2872 Sayılı Çevre Kanunu İş Temin Planı kapsamında 2016 yılında kadar süre verilmiş olup; bu süre zarfında kanalizasyon hattına bağlanan atıksuların derin deşarj yapılarak alıcı ortama verilmesi gerekmektedir.” denilerek Belediye’nin çevre kirliliğine yol açabilecek durumları acilen ortadan kaldırarak tedbirler alması ve şikayete mahal verilmemesi gerektiği belirtilmiştir.

Ayrıca, Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) 2012 yılında yayınlanan "Bozcaada ve Gökçeada Değerlendirme Raporu"na göre öne çıkan temel konu, turizm sezonunda had safhaya ulaşan kanalizasyon ve su sorunudur. 

Aynı raporda, adadaki kişilerle yapılan görüşmelerde, dile getirilen sorunlardan biri “Ada'da ciddi altyapı ve kanalizasyon sorunu vardır” şeklinde ifade edilmiştir.

• Bilgi No 1 : GMKA : 2012 Bozcaada ve Gökçeada Değerlendirme Raporu

http://www.gmka.org.tr/uploads/downloads/dosya/bolgesel_raporlar/adalar/index.html#/20/zoomed 


# YENİ İMAR PLANI VE ADANIN GÜNEYİNİN YAPILAŞMAYA AÇILMASI
Belediye Başkanı Mutay, gazetedeki açıklamasında, konulara vakıf olmadığımızı belirtmiş ve “Güney sahillerinde imara açılmış olan yerlerin yeni imar planı ile alakası yoktur.” demiştir. 

TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından Bozcaada 1/25.000’lik Çevre Düzeni Planı ile ilgili yapılan değerlendirmede ise bütün adayı kapsayan plan çalışmasına 2009 yılında başlandığı belirtilerek, yeni plandaki en radikal değişiklik, "adanın güneyinin büyük ölçüde imara açılacak olması" olarak gösterilmiştir. İlgili odanın planın iptali ilgili açtığı davanın dilekçesinde konuyla ilgili şu ifadelere yer verilmiştir :

“Onaylanan planın en dikkat çekici kısımları ise, mevcut durumda yapılaşmanın sınırlı ölçülerde olduğu adanın güney bölümünün neredeyse tamamının turizm tesis alanları, günübirlik tesis alanları ve konut alanları şeklinde yapılaşmaya açılmış olduğudur.”

Bilgi No 2: TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından açılan iptal davasının dilekçesi

http://bozcaadaforumu.blogspot.com/2013/09/bozcaada-125000-cevre-duzeni-plan-ile.html


Oda tarafından yapılan yeni planla ilgili yapılan açıklamada: “Habbele’den başlayıp Poyraz Limanı’na oradan da kuzeye adanın merkezine doğru gelen alan önemli ölçüde yapılaşmaya açılıyor. Buralara, özellikle turizm alanları, günübirlik tesisler, konut alanları olarak planlanmış.” ifadelerine yer verilmiştir.

Ayrıca, planla birlikte "Doğal ve kentsel sit alanları yok edilecek” denilerek , ““Bu plan, ne yazık ki Türkiye’de her yerde görebileceğiniz yazlık konutların olacağı, betonlaşmanın başlayacağı bir plandır.” şeklinde bir tespite yer verilmiştir.

Bilgi No 3 : TMMOB Şehir Plancıları Odası'nın basına verdiği demeç

http://www.yapi.com.tr/Haberler/sehir-plancilarindan-bozcaadaya-dava_112107.html

İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mine İnceoğlu ise bir radyo programında yaptığı değerlendirmede, yeni planın adanın doğal plajlarını yok edeceğini belirterek, planla ilgili olarak “ Adanın doğal plajların olan Habbele ve Sulubahçe üzerinde günübirlik tesisler, bulunduğu yöreyi yok eden yoğun turizm hareketini kolaylaştıracak, 300 metrekare büyüklüğünde, 11 tane lokanta gibi günübirlik tesis yapılmasına izin veriliyor.” demiştir.

İnceoğlu ayrıca, planda kırsal alan içinde 2 daireli 3 katlı apartmanların bağlar içinde, kırsal alanda oluşturulmasına izin verildiğini belirterek, bu tür büyük yapıların, 5000 metrekare - 5 dönüm gibi bir alanda yapılmasının çok tehlikeli olduğunu belirtmiştir. İnceoğlu ayrıca, 1.500 metrekare alanda bağevi adı altında tatil konutları için izin verildiğine dikkat çekerek “ Bu sıklıkta bir yapılaşma devam ederse, adanın bağ alanları da peyzajı da çok bozulacak. Ada bahçelievler mahallesine dönüşecek.” Şeklinde konuşmuştur.

Bilgi No 4 : Prof.Dr. Mine İnceoğlu'nun katıldığı radyo programı

http://bozcaadaforumu.blogspot.com/2013/09/ack-radyoda-21-agustos-2013-tarihinde.html


Belediye Başkanı Mutay, güneyin imara açılmasının, adanın verimli toprakları üzerindeki baskıyı hafifletmek üzere alınmış bir karar olduğunu söylese de, bu bölgenin imara açılması, tamamı 3. dereceden sit alanı olan adanın ekosistemi ve denizlerine geri dönülemez zararlar verecek, zaten işlemeyen kanalizasyon sistemi ve arıtma tesisinin inşaatına henüz başlanamamış olması nedeniyle, ada için ciddi altyapı sorunları oluşturacaktır. Adanın güneyinde Bozcaada'nın biyolojik çeşitliliğini oluşturan canlılar, bitkiler ve bin yıllık kumullar ise diğer önemli bir konudur.

Bilgi No 5 : "Bozcaada’da 16 bin yıllık bitki kök izleri" isimli araştırma

http://bozcaadaforumu.blogspot.com/2013/09/bozcaadada-16-bin-yllk-bitki-kok-izleri.html

Ayrıca, Sayın Mutay tarafından, plandaki bu hükümlerin önceki yıllarda oluşturulmuş iddiası dile getirmiş olsa da, bu bugüne kadar bozulmamış bir şekilde korunan bölgeyle yönelik, imara açılmaması yönünde bir kararın alınamayacağı anlamına gelmez. 

Kaldı ki, adanın güney bölgesi hala yapılaşmaya maruz kalmadıysa orayı korumanın başta yerel yönetim olmak üzere tüm ada dostlarının sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz.

Bu konuyla ilgili olarak, röportajda sorulmayan ama Sayın Mutay tarafından cevaplanması istediğimiz sorular şunlardır :

1) 2009 yılında sit kararı yeniden onaylanmış mıdır? 
2) Eğer onaylanmışsa, ifade edilen bölgelerle ilgili önceki planlar geçerliliğini yitirmemiş midir?
3) Adanın kuzeyinde Çayır bölgesinde kişiye özel denebilecek şekilde tanımlanmış bir turistik otel izni 1/25 000'lik plana girmiş midir?
4) 1/25 000'lik plan taslağı kanunun öngördüğü şekilde tartışmaya açılmış mıdır?

Ayrıca, 5 bin m.2'ye (250+250 m.2) tesis izni her ne kadar haklı gerekçelere dayansa da, öngörülen alanda bir tesis için gerekli servis sahasını da eklediğimizde geriye tarımsal alan kalmayacağı açıktır. Diğer önemli bir nokta ise, plan hükümlerinde tapuya şerh koyulacağı belirtilse de, geride işlenecek ürün kalmadığında bu yapılar birer enkaza dönüşecektir.

# YENİ İMAR PLANI ADA HALKINA SORULMADI 

Sayın Mutay, açıklamasında demokrat olduğunu belirterek, “Halkımızdan bize gelen her öneriye bakar değerlendirir doğru olanı yapmaya çalışırız.” demiştir.

Fakat adamızın geleceğini ilgilendiren yeni imar planı, demokratik bir süreç sonunda, ada halkına sorularak, danışılarak oluşturulmamıştır. Plan yapılırken, plan sürecinde gerekli halk katılımı sağlanmamıştır. 

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Çiğdem KAPTAN AYHAN tarafından yapılan “BOZCAADA’DA TURİZM HAREKETLERİNİN GELİŞİMİNE YEREL HALKIN YAKLAŞIMI” ile ilgili araştırmada, Bozcaada halkıyla yapılan ankette, adalıların %80'i bağ alanlarının imara açılmasına hayır derken, %88'i ise SİT kararlarının turizm lehine kalkmasını red etmiştir.

Bilgi No 5 : "BOZCAADA’DA TURİZM HAREKETLERİNİN GELİŞİMİNE YEREL HALKIN YAKLAŞIMI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA"

http://bozcaadaforumu.blogspot.com/2013/09/cevre-duzeni-plan-ada-halkna-sorulsayd.html

İnanıyoruz ki, Sayın Başkan, bu planı ada halkına sorsaydı ve doğru bir şekilde anlatsaydı, farklı bir sonuçla karşı karşıya kalacaktı.

# BOZCAADA FORUMU HAKKINDAKİ İTHAMLARA YANIT

Bozcaada Forumu toplandığı ilk günden itibaren Bozcaada'nın sorunlarını tartışmaya ve çözümler üretmeye çalışmıştır. Bunu hiç kimseye ve hiçbir kuruma karşı değil, aynı adayı paylaşan yurttaşlar olarak hep birlikte yapmayı hedeflemiştir. 

Sayın Mutay açıklamasında forum katılımcılarını, “yazın gelip kışın adayı terk edenler” olarak niteleyerek, “Kışın adanın cefasını çekenler ada halkının adada nasıl yaşadıklarını sormazlar” şeklinde bir ifade kullanmıştır. 

Belediye Başkanı’nın bu ayrımcı ve ötekileştirici ithamını, kesin bir dille reddediyoruz ve adada hiçbir ayrım gözetmeden, hep beraber yaşadığımızı, ve adanın hiçbir gruba ya da zümreye değil, ama herkese ait olduğunu belirtmek istiyoruz. Ayrıca, kendisinin forumlara katılmadan bu kanıya nasıl vardığını da öğrenmek istiyoruz.

Belirtmek isteriz ki, forum toplantılarına, adada 12 ay boyunca ikamet eden ve çalışma gruplarında aktif olarak görev alan katılımcılar da dahil siyasi görüşü ne olursa olsun, adanın geleceği için çaba göstermek isteyen herkes katılmıştır. 

Bu insanların içinde yerel yönetime karşı olanlar kadar, yerel yönetimin yanında olanlar da bulunmuştur. 

Sayın Başkan’ın forum katılımcılarıyla ilgili “kuyumuzu kazmaya çalışıyorlar” ifadesinin kesinlikle kabul edilemez olduğunu net bir ifadeyle belirtmek isteriz.

Kesin olan birşey varsa, sorunlar tartışılırken yerel yönetimin yapamadıkları veya yapmadıkları kadar, yaptıkları da dile getirilmiştir.

Sayın Başkan’ın dediği gibi “Ada ile kararları Bozcaada halkı” verecektir, bundan şüphemiz yoktur.

Fakat bir gerçek var ki, Bozcaada süratle küçük, yavaş ve yerel olandan uzaklaşarak, betonlaşma, kalabalıklaşma ve bunun getireceği hızlı ve tüketime endeksli bir yaşama doğru sürüklenmektedir.

Adaya giydirilmek istenen yeni vizyonda şunların yaşanacağını biliyoruz :

- Yeni yapılacak 2’nci ve 3’ncü benzin istasyonları
- Bakkalların yerini alacak büyük marketler
- Kültürel değerlerin sunulduğu lokanta ve restaurantlara karşı hiçbir özelliği olmayan ve her yerde bulunabilecek restauratlar
- Ev pansiyonculuğunun karşısına çok yıldızlı oteller
- Ttüm bunların ada halkı, ada esnafı ve adanın sosyal hayatı üzerinde yaratacağı tahribat
- Zaten can çekişen bağcılığın yok olması
- Balıkçıların daha da kötüleşecek olan durumu
- İişsizlikten adayı terk edecek adalılar 
- Ggençlerin ve çocukların eğitim için ada dışına taşınmaları
- Aadalıların ve esnafın gemi geçiş ücretleri, çöp sorunu, trafik sorunu vd. sorunlar

Adamız, 4 tarafı denizle çevrili 37 km.2lik sınırlı bir alandır. Burada ekosistem bir noktada yara aldığında, doğanın kendisini onarabileceği başka bir nokta yoktur. 

Kaldı ki, Bozcaada'nın uzun geçmişinden bu yana özelliklerine uygun olarak yönetildiği de söylenemez. 

Bu olumsuzluk, rant kültürünün adamızı hedef seçtiği son yıllardan bu tarafa iyice artmıştır. Rant kültürü ikinci konut ve tüketici turizm üzerinden adaya saldırdığında geride hiçkimse için birşey kalmayacaktır.

Bozcaada ile verdiğimiz bu mücadelenin, hiçbir kuruma ya da şahsı karşı olmadığını tekrar hatırlatır, forumun faaliyetlerini kendisine karşı bir komplo olduğunu düşünen Sn. Başkan’ın, gönlünü ferah tutmasını dileriz.

Özetle Bozcaada Forumu, tüm canlıları ile yaşanabilir bir ada, sürdürülebilir bir bağcılık, sürdürülebilir bir turizm hedefine, tüm ada halkı, ada dostları, yerel yöneticileri ve merkezi yönetim temsilcileri ile birlikte ulaşmak umudunu taşımakta ve gelecek nesiller için Bozcaada’ya sahip çıkmaktadır.
Adamızla ilgili yürüttüğümüz mücadeleye, karşımıza çıkarılan zorluklara rağmen her türlü koşulda devam edeceğimizi ve bildiğimiz her doğruyu, hiçbir çıkar ve amaç gözetmeden herkese paylaşacağımızı, yasaların bize tanıdığı hakları ne surette olursa olsun sonuna kadar kullanacağımızı ve her türlü yanlışın takipçisi olacağımızı, Basına, Kamuoyuna ve tüm dostlarımıza bildiririz.
Bozcaada Forumu
facebook: http://www.facebook.com/BozcaadaForumu
twitter : http://www.twitter.com/BozcaadaForum
websitesi : http://bozcaadaforumu.blogspot.com
grup : https://www.facebook.com/groups/bozcaadaforumu/

eposta : bozcaadaforumu@gmail.com

Not : Sn. Mustafa Mutay'ın açıklamalarına yer veren Focus Haber, Sözcü Gazetesi, Bozcaada Haber ve Bozcaada Tatil Rehberi isimli yayınların yayınlamaları için, cevap hakkımızı kullanarak yaptığımız basın açıklaması gönderilmiştir.

26 Eylül 2013 Perşembe

Bozcaada Ekosistem Çalışması -3- Ada Kargası




KARGA

Corvidae familyasından Corvus

Size bugün bir dostumuzu tanıtacağız. Hani şu her sabah şamatalarıyla erkenden uyandığımız, üstümüzü başımızı masamızı sandalyemizi kirleten, mavi gözlü küçük dostumuzu.


Gerçek adı Corvus monedula olan ama küçük karga diye bilinen bu sevimli canlıyı biz ada kargası diye çağırıyoruz, çünkü neredeyse adamızın simgesi ve birçok sanatçının esin kaynağı oldu.

Orta yapılı, düz siyah gagalı, güçlü siyah pençeli,25-30 cm. büyüklüğündedir. Burun delikleri uzun, ipeksi tüylerle kaplıdır. Vücudu siyah renklidir. Küçük canlılar ve tohumlarla beslenirler. Çiftler halinde ama koloniler içinde yaşarlar. Son derece zekidirler.

Antik Yunan ve Roma'da uzun ömrün sembolü sayılsalar da, bizdekiler 13 yıl kadar yaşarlar.

Ada kargasının bir de adanın kırsalında yaşayan akrabaları vardır.



Corvus corane

Yaklaşık 40 cm. büyüklüğünde, göğüs ve sırt tüyleri gri-boz renkte, daha büyük gagalı ve daha güçlüdürler. Ada dışında bostanları darmadağın ederler ama ekin ve bağların zararlılarını toplamak gibi de yararları vardır. Bir gün bağınızda ya da bahçenizde durduk yere bir dut, incir veya palamut meşesi yetişirse bilin ki oradan bir karga geçmiştir.

Ayrıca bağ-bahçe çalışanlarının azık ve sigaralarını çalmak gibi ilginç bir espri anlayışları da vardır.

Şimdilik üzerlerinde ciddi bir tehdit yok ama kuvvetli gece aydınlatmaları onların da keyfini kaçırmaktadır.






Bozcaada Forumu denize sahip çıkıyor

Park Gazetesi

Bozcaada Forumu denize sahip çıkıyor
Bozcaada Forumu denize sahip çıkıyor
Temmuz ayından bu yana, Bozcaada Forumu denizi kirlilikten koruma mücadelesi veriyor.
Öncelikle forumun Altyapı Çalışma Grubu, Poyraz Limanı Bekçibayır mevkiinden arıtılmadan denize verilen atıksuları fotoğraf ve videolarla tespit etti. Ardından, bir imza kampanyası başlatan forum, 565 imzalı dilekçeyi Valilik, Kaymakamlık ve Belediye’ye teslim etti.
Dilekçeye Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden 19 Eylül tarihinde gelen cevapta Belediye uyarılıyor: “Belediye Başkanlığınıza, Atıksu Arıtma Tesisi Kurmak ve işletmeye almak için 2872 Sayılı Çevre Kanunu İş Temin Planı kapsamında 2016 yılında kadar süre verilmiş olup; bu süre zarfında kanalizasyon hattına bağlanan atıksuların derin deşarj yapılarak alıcı ortama verilmesi gerekmektedir.” Cevapta, Belediye’nin çevre kirliliğine yol açabilecek durumları acilen ortadan kaldıracak tedbirler alması gerektiği belirtiliyor.
Bozcaada Belediyesi ise konuya dair açıklamasında söz konusu suyun kanalizasyon atıksuyu olmayıp yer altı kaynak sularından sızıntı olduğunu iddia ediyor ve durumu inkar ediyor.
Bozcaada halkı 2010 yılında da deniz kirliliğine karşı benzer bir imza kampanyası yürütmüştü. O tarihte de, Çanakkale Valiliği aynı mevkiden denize verilen kanalizasyon suyu konusunda Bozcaada Belediyesi’ni uyarmıştı. Konunun takipçisi olduğunu ifade eden Bozcaada Forumu, bütün ada halkını çevre ve denize sahip çıkmaya davet ediyor.

Kaynak : http://parkgazetesi.com/2013/09/26/bozcaada-forumu-denize-sahip-cikiyor/

25 Eylül 2013 Çarşamba

4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Etkinliği

Hayvan Hakları Federasyonu'ndan (HAYTAP) Bozcaada Forumu'na davet var. 

"Sevginin Sınır Kapısı Yoktur / Love Doesn't Have Borders / η αγάπη δεν έχει σύνορα" başlığıyla 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Gününde iki dost ülkenin hayvan hakları federasyonlarını [Yunanistan Hayvan Hakları federasyonu ,Yunanistan Hayvan Hakları ve Çevre Federasyonu, Türkiye Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP)] bir araya getirecek ve Edirne - İpsala Sınır Kapısı'nda gerçekleştirilecek olan etkinliğe, Bozcaada Forumu adına katılmak isteyen ve detayları öğrenmek isteyen destekçilerimiz bozcaadaforumu@gmail.com adresinden bizimle irtibata geçebilirler.

Bozcaada Forumu
http://www.facebook.com/BozcaadaForumu
http://bozcaadaforumu.blogspot.com
http://www.twitter.com/bozcaadaforum



ipsala_yunanistan_1

ipsala_afis_2

'Diren Bozcaada'



'Diren Bozcaada'

“Bozcaada” denince akla ne gelir?.. Bilenlerin “sükûnet-bağlar ve şarap”dediğini duyar gibiyim.
O halde adı “koruma” olan bir planın öncelikle bu değerleri gözetmesi gerekmez mi?
Ne var ki “tümü 3. derece sit” olan adaya dayatılan yeni plan eğer hayata geçerse, ne o dinginlik kalacak, ne bağlar, ne de kimliğini tamamlayan geleneksel Ege evleriyle bezeli yerleşim dokusu…
Çanakkale’nin ilçesi konumundaki adamız, denebilir ki “yaşamsal” bir tartışmayla kışa hazırlanıyor. Ada sevdalıları, imar yerine adeta “imha”yı öngören “sözde koruma” planını durdurabilmek için Bozcaada Forumu’nu oluşturdu.
Kış aylarında 2 bin, yazın 5 bin nüfusu barındıran 40 bin m2’lik adayı“betonlaşma”ktan kurtarmak için 10 bini aşkın imza toplanmasını sağlayan katılımcılar özetle diyorlar ki: “Bozcaada’ya dokunmayın, bırakın Bozcaada olarak kalsın..”
Forumdaki ‘Gezi ruhu’
Forum, sadece imar planını sorgulamak için değil, kanalizasyon vb. altyapı sorunlarına da çözüm bulmak üzere, aydınlar, uzmanlar ve bilinçli sakinlerin katılımıyla kurulmuş.
Gazeteci Haluk Şahin izlenimlerini şöyle yazıyor: “Bozcaadalılar adaya sahip çıkıyor. Bozcaada butik bir bağcılık, şarapçılık, kültür adası kalsın şeklindeki ifadelere yer verilen forumda yeni imar planını bilmek ve kötü sürprizlerle karşılaşmamak istiyor... Gezi ruhu budur, yaşadığın yere sahip çıkmak.”Bir diğer duyarlı gazeteci Ferai Tınç da Şehir Plancıları Odası BursaŞubesi’nin planla ilgili eleştirilerine dikkat çekerek diyor ki: “Bu düpedüz Bozcaada’yı ‘Avşalaştırma’ planı… Kıyıdaki arsalara 300 m2, bağların ortasına 500m2 inşaat izinleri; minicik adaya 18 metre eninde yollar TOKİ’den başka kimi memnun eder? Bozcaada, imar planını usulsüzlük ve pervasızlıkla biçimlendirmeye kalkanlara terk edilemez. 47 km2’lik adaya kruvazör limanı iş mi?”
Demokrasinin inkârı
Bozcada Forumu, işte bu planı durdurmak için her fırsatta toplanıyor. Prof. Dr. Mine İnceoğlu, konuk olduğu Açık Gazete’de “doğal yapıyı ve kimliği tamamen bozacak” dediği planın halka duyurulmadan kabul edilmesinin çağdaş ve demokratik şehircilikle nasıl çeliştiğini anlatmış... Oyuncu Cezmi Baskın’ın “Diren Bozcaada” çağrısı üzerine herkesin ortak fikri ise “Gezi Ruhu”nun adada da başarıya ulaşacağı...
Nitekim Açık Radyo’nun kurucusu Ömer Madra da “Gelecek şimdidir ey okur: Dünyanın her yerinden direniş haberleri geliyor artık, farkında mısın?”diye sorduğu “Mutluluk Rüyası Görmek” başlıklı yazısında bakın ne diyor:
“Bulgaristan’dan Brezilya’ya, Mısır’dan Meksika’ya… buralarda daYedikule’den Munzur’a, Uludağ’dan Bozcaada’ya, 3’üncü köprü’den 3’üncü havalimanına, on bin yıllık tarih üzerine inşa edilen barajlardan milyonlarca yıldır orada duran toprakların bağrını yararak kazılacak kanala… yani, bütün müştereklerimize eşzamanlı olarak yöneltilmiş topyekûn bir talan tasallutu ve buna başkaldıran kitlelerin direnişi...”
Bozcaada’yı izleyeceğiz. Gelişmeleri mutlu haberlerle paylaşmak umuduyla..
25 Eylül 2013 - Cumhuriyet
Kaynak : 
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=443392&kn=68&ka=4&kb=5&kc=68

23 Eylül 2013 Pazartesi

Kanalizasyon ve Atıksuyu Sorunu

Poyraz Limanı Bekçibayır Mevkiinden denize direkt olarak verilen atıksu sorunuyla ilgili toplanan 565 imzalı dilekçemize cevap veren Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden Bozcaada Belediyesi'ne yalanlama ve çevre kirliliğiyle ilgili gerekli tedbirleri alması konusunda uyarı geldi.

Bozcaada Belediyesi, Poyraz Limanı Bekçibayır mevkiinden denize verilen ve Alt Yapı Çalışma Grubumuz tarafından fotoğraf ve videolarla tespit edilen atıksuyla ilgili : "Bahse konu Poyraz Limanı'ndaki su, kanalizasyon atıksu olmayıp yer altı kaynak sularının sızıntılarıdır. Söz konusu bölgeye herhangi bir yeraltı kaynak suları basılmamaktadır" şeklinde açıklama yapmıştır.

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden 19 Eylül tarihinde gelen cevapta ise : "Belediye Başkanlığınıza, Atıksu Arıtma Tesisi Kurmak ve işletmeye almak için 2872 Sayılı Çevre Kanunu İş Temin Planı kapsamında 2016 yılında kadar süre verilmiş olup; bu süre zarfında kanalizasyon hattına bağlanan atıksuların derin desarj yapılarak alıcı ortama verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda çevre kirliliğini yol açabilecek durumların ortadan kaldırılması amacıyla belediyeniz tarafından gerekli tedbirlerin alınarak şikayete mahal verilmemesi hususunda gereğini ve bilgilerinizi arz / rica ederim" denerek o bölgeden atıksu verildiğini kabul etmiştir.

2010 yılında da Çanakkale Valiliği, benzer şikayetle verilen dilekçeye cevaben, Poyraz Limanı - Bekçibayır Mevkii'nde denize kanalizasyon suyununn verildiğinin tespit edildiğini belirterek Bozcaada Belediyesi'nin uyarıldığını ve herhangi bir çalışma yapılmadığı takdirde Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulacağını belirtmişti. Aynı yıl, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü'nden gelen teknik ekip, Poyraz Limanı'ndan denize atıksu verildiğini tutanakla tespit etmişti.

Konuyla ilgili bütün resmi yazışmaları kamuoyunun dikkatine sunar, konunun takipçisi olduğumuzu hatırlatırız.




Çanakkale Valiliği - Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden gelen cevap

Dilekçemize, Bozcaada Kaymakanlığı'ndan tarafımıza iletilen Bozcaada Belediyesi'nin cevabı...

Çanakkale Valiliği'ne 2010 yılında verilen dilekçe
2010 yılında Çanakkale Valiliği - İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından verilen cevap


2010 yılında Bozcaada Belediyesi tarafından verilen cevap


2010 yılında Çanakkale Valiliği - İl Çevre ve Orman Müdürlüğü tarafından Bozcaada Belediyesi'ne gönderilen uyarı yazısı

Poyraz Limanı - Bekçibayırı Mevkii'nden kanalizasyon verildiğine dair İl Çevre ve Orman Müdürlüğü'nün tespit tutanağı
Bekçibayırı Mevkii'ndeki aktif kanalizasyon hattı


Bekçibayırı Mevkii'ndeki aktif kanalizasyon hattı

Atıksuyun denize verildiği nokta

Atıksuyun denize verildiği nokta

Atıksu nedeniyle renk değiştiren kayalar ve yoğun kokunun hissedildiği bölge
-----------------------------------------------------

Valilik, Kaymakamlık ve Belediye'ye verdiğimiz dilekçeyle ilgili daha önce ulusal ve yerel basında yer alan haberler :

- Turizm Cenneti'nde Kanalizasyon İsyanı - Milliyet
http://gundem.milliyet.com.tr/turizm-cennetinde-kanalizasyon/gundem/detay/1742844/default.htm

- Bozcaada'da Atıksu İsyanı - Yeşil Gazete
http://www.yesilgazete.org/blog/2013/07/27/bozcaadada-atik-su-isyani/

- CENNET ADALARDA KANALİZASYON İSYANI - Adahaber17
http://www.adahaber17.com/haber/gundem/cennet-adalarda-kanalizasyon-isyani/1027.html

- Bozcaada’daki kanalizasyon sorunu adalıları isyan ettirdi - Gazete Star Çanakkale
http://www.gazetestarcanakkale.com/haber_detay.asp?haberID=2698

- Ege'nin turizm cennetinde 10 yıllık kanalizasyon isyanı - Turizm Güncel
http://www.turizmguncel.com/haber/egenin-turizm-cennetinde-10-yillik-kanalizasyon-isyani-h15848.html

- Bozcaadalılar'ın kanalizasyon isyanı - Çanakkale Demokrat
http://www.canakkaledemokrat.com/haberdetay/Bozcaadalilar-kanalizasyon-isyani/2112

- Bozcaada Forumu adanın açıktan akan kanalizasyon ve ısraf edilen içme suyunu gündeme getirdi - Çanakkale Memleket
http://www.canakkalememleket.com/?Syf=18&Hbr=562320&%2FConde-Nest-Traveler-dergisinin-okuyucuları-belirli-kriterleri-göz-önüne-alarak-Bozcaada’yı-Avrupa’nın-en-iyi-adası-seçti.-GURURLANDIK.-Bozcaada-Forumu-adanın-açıktan

22 Eylül 2013 Pazar

Marmara Çevre Platformu (MARÇEP) 14'ncü Bölge Toplantısı Sonuç Bildirgesi...

Ada halkına sorulmadan hazırlanan ve adamızın bağları ile koylarında yapılaşmaya imkan verecek olan 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının iptaliyle ilgili sürecin ve tartışmaların devam ettiği bu günlerde, 16 dernek ile vakıf tarafından oluşturulan Marmara Çevre Platformu'nun (MARÇEP) Bozcaada'mızın geleceğini ele aldığı ve kamuoyunun dikkatine sunduğu 14'ncü Bölge Toplantısı'nın sonuç bildirgesindeki önemli hususları tekrar hatırlatma ihtiyacı duyduk. 

Aşağıda yer alan ve tam 8 sene önce dile getirilen hususlarla ilgili yetki sahibi kişilerin sorumluluklarının gereğini yerine getirip getirmediği ve uyarıları dikkate alıp almadıklarıyla ilgili değerlendirmeyi (adamızın betonlaşmasına neden olacak bir Çevre Düzeni Planı'nın yürürlüğe sokulmak istenmesi, yıllardır çözülemeyen kanalizasyon-atıksu sorunu, adamızdaki bağcılığın geldiği son nokta, her yaz yaşanan trafik sorunu ve ilgili kanunda kurulması zorunlu olan ama bir türlü kurulamayan kent konseyi meselesini de hatırlatarak) kamuoyunun takdirine bırakırız.

Trakya ve Güney Marmara’daki çevre kuruluşlarını kapsayan Marmara Çevre Platformu'nun (MARÇEP) 2005 yılında Bozcaada'da gerçekleştirdiği 14'ncü bölge toplantısının sonuç bildirgesi :


1-     Bozcaada’nın ekolojik yapısı, tarihi ve sosyal dokusu gelecek kuşaklara korunarak bırakılmalıdır.
2-     Adanın tamamını koruma kurullarınca koruma altına alınmalıdır.
3-     Arkeolojik kazı çalışmaları Çanakkale 18 Mart Üniversitesi işbirliğiyle başlatılmalı, çıkarılan tarihi eserler Ada’da bir açık hava müzesi kurularak halka açılmalıdır.
4-     Ada’nın Peyzaj Planlaması gecikmeden yapılmalıdır.
5-     İnsan gereksinimleri ile peyzaj potansiyelleri uyum içinde olmalıdır. Bu uyuma göre arazi kullandırılmalıdır.
6-     Arazi kullanmada ve imar faaliyetlerinde Üniversiteler,Adalılar, Yerel Yönetimler ve STK’ların görüşleri alınmalıdır. Gerekirse anket yapılmalıdır.
7-     Tarihi dokunun korunup geliştirilmesi için öncelikle kamu kurumlarına ait binalar Adanın tarihine uygun hale getirilmelidir.
8-     Bozcaada’nın karakteri, geçmişte taşıdığı roller tespit edilmeli bir “Ada vizyonu” oluşturulmalı, Ada’nın geleceği için bu özellikler dikkate alınmalıdır.
9-     Bozcaada’nın en çarpıcı yapısı olan “KALE”
a-) Daha temiz ve bakımlı olmalı
b-) Kale içinde sergilenen tarihi eşyalar daha geliştirilip kurulması önerilen açık hava müzesinde sergilenmelidir. Kale içinde genel dokuyu bozmadan bazı yerler halkın kullanımına açık mekanlar olarak kullanılabilir hale getirilebilir.
10-Bozcaada Planlı olarak Turizme açılmalı;
a-) Ev pansiyonculuğu teşvik edilip desteklenmeli,
b-) Tarihi binalar aslına uygun restore edilip turizme kazandırılmalıdır.
c-) Sokak silüetleri çıkartılıp standarda gidilmeli,
d-) Bir an önce altyapı çalışmaları bitirilmeli,
e-) Kanalizasyon hizmetleri tamamlanıp Biyolojik arıtmadan geçirilip derin deşarj yöntemi uygulanmalı.
f-) Eko-Turizm teşvik edilmeli ve geliştirilmeli.
g-) Yelken sporlarına yer verilmeli.
h-) Adanın tanıtımına katkı sağlayacak olan sempozyum,panel ve çeşitli gösteriler düzenlenmelidir. Tanıtımda ulusal medyadan yararlanılmalıdır.
j-)Ada da Bağbozumu zamanında “ Üzüm ve Şarapcılık” üzerine  festivaller düzenlenmeli.
10- Taşıt trafiğine Ada’nın  Kent yapısıyla örtüşen çözümler üretilmeli. Özel araçların odunluk iskelesinde bekletilerek kamu araçlarıyla ulaşım özendirilmeli.
11- Yerel Yönetim Merkezi idarece desteklenerek uluslararası yardım kuruluşlarından proje karşılığında yardım alabilmesinin önü açılmalıdır.
12- Gerçek ve Tüzel kişi ve kurumlar Adanın geleceğini oluşturacak olan Bağcılık, Şarapcılık ve Turizmde gelişme sağlamak için Siyasi iradeyi temsil eden Bölge Milletvekillerinin dikkati çekilip desteği sağlanmalıdır.
13- Bağ ve bahçeler hangi nedenle olursa olsun (bağ evi dahil) imar açılmamalıdır. Koylar olduğu gibi korunmalıdır.
14- Ada’nın aynı zamanda kültürü olan Bağcılık ve Şarapçılık devletçe desteklenmelidir.
15- Şarap üreticileri en kısa zamanda kendi aralarında bir birlik oluşturmalıdır. Üretim standardına gidilmelidir.
16- Ev şarapçılığı da geliştirilmelidir.
17- Ada da spor alanları geliştirilmeli,
18- Adanın güvenliği için(kırsal alanlar) kolluk kuvvetlerince bir plan dahilinde devriye çalışmaları yapılmalı.
19- Kentleşme ve Çevre sorunları yetkililerce halkın katılımıyla bir sempozyumla tartışılıp değerlendirilmelidir.
20- Ada’nın Enerji ihtiyacını karşılayan Rüzgar Enerjisi (Yenilenebilir Enerji) kapasitesi arttırılmalıdır. Bu konuda ilgili teknolojiler kullanılmalıdır.
21- Üretilen elektrik enerjisinin Ada’da kullanım fazlasını ulusal enerjiye bağlayan iletim hattı kapasitesi artırılmalıdır.
22- Kıyıların,kıyı kumulları korunmalıdır. Kıyılardan kum çekilmemelidir.
23- Yel değirmenlerinin tarihi miras olarak bakım onarım yapılarak korunmalıdır.
24- Bozcaada’nın Turizm konusunda daha etkin olması için Turizm Bakanlığı’nın ilgisinin yoğunlaştırmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

 Tüm Marçep Bileşenleri olarak gelecek kuşaklara Tarihi ve Kültürü ile bir bütün olan Bozcaada bırakma duyarlılığımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.        

MARÇEP ÇEVRE PLATFORMU (MARÇEP) BİLEŞENLERİ

GÜNEY MARMARA DOĞAL VE ÇEVREYİ KORUMA DERNEĞİ EDREMİT KÖRFEZ ŞUBESİ (GÜMÇED)
GÜNEY MARMARA DOĞAL VE ÇEVREYİ KORUMA DERNEĞİ BURSA MERKEZ (GÜMÇED)
KADIKÖY BİLİM KÜLTÜR VE SANAT DOSTLARI DERNEĞİ (KADOS)
KEŞAN DOĞA ÇEVRE VE KÜLTÜR DERNEĞİ (DOÇEK)
TEKİRDAĞ  DOĞAYI VE ÇEVREYİ KORUMA DERNEĞİ
GELİBOLU TARİH VE ÇEVRE DERNEĞİ
BİGA ÇEVRE DERNEĞİ
BABAESKİ YEREL GÜNDEM 21
UZUNKÖPRÜ ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ
GEYİKLİ KÜLTÜR, ÇEVRE VE GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ
ÇANAKKALE YEREL GÜNDEM 21
ÇANAKKALE ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ
EDİRNE ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ
ŞARKÖY ÇEVRE DERNEĞİ
EDİRNE ÇEVRE GÖNÜLLÜLERİ DERNEĞİ
KIRKLARELİ TEMA TEMSİLCİLİĞİ
KONUK KATILIMCILAR
BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
İZMİR EGE ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ MÜH.BÖL.
ÇANAKKALE 18 MART ÜNİVERSİTESİ
BALIKESİR TEMA TEMSİLCİLİĞİ
İSTANBUL GIDA GÜVENLİĞİ DERNEĞİ
EUROSALAR TÜRKİYE
KÜÇÜKKUYU DOĞASINI KORUMA DERNEĞİ
ALTINOLUK TURİZM DERNEĞİ
BOZCAADA HALKI
BOZCAADA (ESKİ) MUHTARI
YUNATÇILAR ŞARAPÇILIK
ADA CAFE
GÜRKOL PANSİYON

21 Eylül 2013 Cumartesi

Bozcaada Ekosistem Çalışması -2- Anemon



Bozcaada Ekosistem Çalışması -2-

Anemon - Dağ lalesi 

Anemone coronaria

Mitolojide der ki:

Suriye Kralı Theias ya da Kıbrıs Kralı Kinyras'ın Myrrha ya da Smyrna adında bir kızı varmış. Aphrodite'nin lanetine uğrayan bu kız korkunç bir günah işlemiş. Babası bu günahı temizlemek için onu öldürmek istemiş. Ama tanrılar kıza acıyıp onu bir mersin ağacına çevirmişler. 9 ay sonra ağacın kabuğundan dünya güzeli bir bebek, Adonis çıkmış. Çocuğun güzelliğine vurulan Aphrodite onu büyütsün diye yeraltı tanrıçası Persephone'ye vermiş. Zaman içinde aynı delikanlıya aşık olan iki tanrıça arasındaki kavgaya Zeus müdahale etmiş; ama Adonis Aphrodite'yi seçince tanrıçanın güzel delikanlıya olan aşkını kıskanan Ares, Adonis'in üzerine bir yaban domuzu salmış. Yaralanan Adonis kanaya kanaya can vermiş. Toprağı sulayan kanından anemon denen bahar çiçekleri bitmiş. O günden bu yana kışın yeraltında saklanan, baharla birlikte aşk cümbüşü içinde fışkıran, bereketi ve bitkisel varlığı simgeleyen Adonis için törenler yapılır.

İşte böyle bir çiçektir dağ lalesi. Anavatanı Anadolu'dur. Çeşitli tür ve renkleri vardır. 6 ya da 7 taç yapraklı kırmızı, pembe, mavi, mor, eflatun ve beyaz renkleri ile Mart - Nisan aylarında tüm Marmara, Ege ve Akdeniz gibi adamızı da süsler. Boyu 20-40 cm. arasındadır. Çok yıllık yumrulu bir bitkidir.

Bozcaada'nın özellikle doğu ve güney yamaçlarında (Poyraz Limanı'ndan Ayana Koyu'na kadar olan bölgede) çok yoğun olarak bulunur. Aşırı toplama nedeniyle özellikle kırmızı çiçekli türünün kaybolduğu adamızda ne yazık ki anemon tüm renkleriyle ciddi tehdit altındadır. Anemon tarlalarının bulunduğu ve doğal sit alanı olan adamızın güney yamaçları, yeni imar planıyla birlikte yapılaşmaya açılmak istenmektedir. İkinci konut baskısı altındaki bölgede yer alan anemon tarlaları, inşaat ve hafriyat makinelerinin altında ezilip yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Bu türe karşı diğer tehdit unsurları aşırı toplama, köküyle sökme ve araziye dökülen molozlardır.
Bozcaada'nın önemli bir değeri olan bu coşku ve bereket simgesini koruyalım.


Bozcaada Haritası üzerinde anemon tarlalarının bulunduğu bölge...

1/25.000 ölçekli Bozcaada Çevre Düzeni Planı üzerinde anemon tarlalarının bulunduğu bölge

Bozcaada'nın güney yamaçlarındaki anemon tarlalarının bulunduğu bölgeden bir görüntü...

Aynı bölgede daha şimdiden başlayan villa inşaatları...

Aynı bölgede daha şimdiden başlayan villa inşaatları...


19 Eylül 2013 Perşembe

Bozcaada Forumu toplantıları devam ediyor...



Bozcaada Forumu'nun, sonbahar-kış dönemi çalışmalarının nerede, nasıl ve ne sıklıkla yapılacağını tartışmak, önümüzdeki yeni dönemde eylem planını ve öncelikli gündem maddelerini belirlemek, İletişim - Çevre ve İmar Çalışma Grubu'nun yaptığı son çalışmaları dinlemek, çeşitli STK'lardan ve Bursa Şehir Plancıları Odası'ndan gelen mesajları değerlendirmek, önümüzdeki dönem yapılması planlanan "Bozcaada'nın Biyolojik Çeşitliliği ve Endemik Bitkileri" isimli toplantının detaylarını konuşmak amacıyla yapılacak koordinasyon toplantısına bütün katılımcılarımızı bekleriz.

Koordinasyon toplantısında tartışılmasını istediğiniz konularla ilgili öneri ile düşüncelerinizi ve toplantıya katılım bilginizi lütfen bozcaadaforumu@gmail.com adresine gönderiniz.

Bozcaada Forumu - İletişim Çalışma Grubu

http://www.facebook.com/BozcaadaForumu
http://bozcaadaforumu.blogspot.com/
http://www.twitter.com/BozcaadaForum

17 Eylül 2013 Salı

Ada Kirpisi



SUNUŞ


Adamız 37.5 km2'lik sınırlı alana sahip küçük bir adadır. Milyonlarca yıllık bir zamanda oluşmuş özel bir ekosisteme sahiptir. Gerek karası, gerek denizi binlerce canlıya ev sahipliği yapmaktadır.

Bu bitki ve hayvanların önemli bir bölümü zaman içinde yok olmuşlardır. Geriye kalanlarsa ciddi bir tehdit altındadır. Kontrolsüzce gelişen turizm ve yapılaşma bu tehditlerin başlıcalarıdır.
11.Temmuz.2013 tarihinde toplanmaya başlayan Bozcaada Forumu'nun Çevre Çalışma Grubu olarak bizler,
esasen forumun toplanma nedenlerinden biri olan ''mevcut ekosistemin korunması'' düşüncesiyle ve tehlikeye dikkat çekmek amacıyla bir çalışma başlattık.

Başarabildiğimiz oranda, adamızda yaşayan ve tehdit altındaki bitki ve hayvanları tanıtıp, karşı karşıya kaldıkları baskılardan sözedeceğiz.

Bu çalışma gönüllülük temelinde amatörce sürdürülmektedir. Konuya ilgi duyan ve bilgi sunabilecek olan herkesin katkılarını beklemekteyiz.

KİRPİ
Biz ona ada kirpisi demek istiyoruz. Bozcaada'da yaşayan tür için herhangi bir tür tespit çalışması sonucuna ulaşamasak ta, morfolojik özelliklerinden Erinaceus roumanicus drozdovskii (doğu avrupa türü, trakya alt türü) olabileceğini düşünüyoruz. Yaklaşık 25 cm. boyunda olan gövdesi dikenlerle örtülüdür. Kızdığı veya korktuğu zaman diken topuna dönüşerek korunur.
Çalılık bölgelerde, toprak içinde açtığı tünellerde veya kaya kovuklarında yaşar. Geceleri hareketlidir. Kışın uykuya yatar. Çoğunlukla böcek, salyangoz ve solucanlarla beslenir.
Bozcaada'da hemen her bölgede vardır; ama Çayır, Ova, Amerikançeşme ve Poyrazlimanı bölgelerinde yoğundur. Ülkemizde koruma altındadır (Çevre ve Orman Bakanlığı - Koruma Altına Alınan Yaban Hayvanları EK LİSTE-1).

Adamızdaki varlığına en büyük tehdit yoğun trafik ve süratli araç kullanımının yol açtığı ezilmelerdir. Ayrıca çalıların yokedilmesi, kuvvetli yol aydınlatmaları, bağ ve bahçe duvarları da yaşantısını olumsuz etkilemektedir.
Doğal sistemin ayrılmaz bir parçası olan bu canlıyı koruyalım.

16 Eylül 2013 Pazartesi

Alkol Yasası ve Bozcaada

9 Eylül'de yürürlüğe giren alkol yasası, Bozcaada'da da etkisini göstermeye devam ediyor. Yasa nedeniyle, adamızın geleneklerinden biri haline gelen şarap tadım günleri iptal etmişti. 

Geçtiğimiz hafta ise adamızın açık alanlarından biri olan Cumhuriyet Meydanı'nda içki içenler polis tarafından uyarıldı. 

Yasaklar nedeniyle, bu yıl düzenlenen Bağbozumu Festivali de diğer yıllara göre sönük geçti.

Alkol yasasısın etkilerine, gazeteci Bahar AKINCI, "Şarapsız bağbozumu, geçmişsiz ada!" başlığıyla bugünki yazısında gündeme taşıdı.

"Aslında doğru. Yaşam tarzımıza müdahale yok. Müdahale, 3 bin yıllık bir coğrafyanın kültürüne." sözleriyle mevcut durumu eleştiren Akıncı yazısında şu ifadeleri kullandı :

"...Biliyor musunuz yüzyıllar sonra şarapla değil, üzümle yapıldı adada bağbozumu. Şarap tadımı yoktu. Şişesi, etiketi yoktu. Kokusu ve rengi vardı bir tek hafızalarda.

...Sanki bu ada geçimini bağcılıktan, şarapçılıktan sağlamıyormuş da; safi üzüm yetiştiriyormuş gibi davranmak zorundaydı herkes. Şarap butiklerinin kapısı, penceresi sanki içeride porno dergi satılıyormuş gibi beyaz kağıtla kaplanmaya başlamış. Korkuyor insanlar. Üretici, bağcı, önolog, degüstatör, hatta nihai tüketici korkuyor."

Yazının tamamına ulaşmak için : http://goo.gl/zVNZMg

15 Eylül 2013 Pazar

Toki Belası Adalara Bulaştı...

TOKİ belası, Heybeliada'ya da bulasti. Heybeliada Sanatoryumu arazisi ve Çam Limanı bölgesi TOKİ'ye devredilmek isteniyor. 

Heybeliada Forumu'ndan yapılan açıklamaya göre bölgenin imar durumuna ilişkin raporlar hazırlatıyor, bilgi toplatılıyor, rant paylaşımı için Adalı ortaklar aranıyor, yapılacak yeni inşaatlar ve betonlaştırma politikaları için nabız yoklanıyor.

TMMOB Şehir Plancıları Odası - Bursa Şubesi tarafından Ankara'da Bozcaada 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'nın iptali için açılan davada, adanın güney bölümünde toplu konut alanlarına izin verildiği ifade etmiş, geçtiğimiz ay Bozcaada'da gerçekleştirdiği sunumda da, yeni çevre düzeni planıyla birlikte, TOKİ konutlarının Bozcaada'ya yapılabileceğine dikkat çekmişti.

Heybeliada'da yaşanan bu olumsuz gelişmenin, Bozcaadamız için örnek teşkil etmeyeceğini umarak, Bozcaada'da doğal tahribata karşı yürüttüğümüz mücadeleyi, Heybeliada'da yürüten kardeş forumumuz Heybeliada Forumu'ndan gelen basın açıklamasını aşağıda paylaşıyoruz.

Bozcaada Forumu

*****

14 EYLÜL 2013

BASINA VE KAMUOYUNA,

Dün Gezi Parkı'nda ve yüzlerce HES projesinde, bugün İstanbul'un ve Türkiye'nin birçok yerinde devam eden doğal tahribat ve kentsel kırım politikaları son günlerde İstanbul Adalarına gözünü dikti.

Hükümet geçtiğimiz aylarda Sivriada ve Yassıada'nın sit alanı
niteliğini kaldıran torba yasanın ardından bugün de Heybeliada
Sanatoryumu'nun bulunduğu araziyi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve TOKİ'ye devretmenin hazırlıklarını yapıyor. Bölgenin imar durumuna ilişkin raporlar hazırlatıyor, bilgi topluyor, kendisine rant
paylaşımı için Adalı ortaklar arıyor, yapılacak yeni inşaatlar ve
betonlaştırma politikaları için nabız yokluyor.

Uzun yıllar boyunca Sağlık Bakanlığı'nın mülkiyetinde kamu yararına
çalışan bir devlet hastanesi olarak hizmet veren Heybeliada
Sanatoryumu ve halen İstanbullular'ın ücretsiz olarak denize
girebildiği nadir bölgelerden biri olan Çam Limanı'yla birlikte bu
eşsiz doğa parçası, hükümetin inşaat, rant ve kentsel kırım
politikalarının son hedefi durumunda.

Binlerce adalının, onlarca yazarın, şairin, sanatçının canlı
hatıralarıyla dopdolu, devlet hastanesi olarak hizmet verdiği yıllar
boyunca binlerce hayat kurtaran Heybeliada Sanatoryumu şimdi
özelleştirmenin ve yapılaşmanın baskısı altında. Bu bölgenin halktan
koparılarak özel tıp merkezleriyle, kongre tesisleriyle, marina ve yat
limanlarıyla, çeşitli ticari bina ve tesislerle doldurulacağının
sinyalleri veriliyor.

Biz tüm bu gelişmeler karşısında Heybeliada Forumu olarak, Heybeliada Sanatoryumu ve Çam Limanı bölgesinin gözü rant, kar ve inşaattan başka bir şey görmeyenlerin elini uzattığı bir bölge olmasına ve kapalı kapılar ardında sürdürülen rant pazarlıklarına karşı biraraya geldik. Torba yasalarla, bakanlık kararlarıyla, TOKİ ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı aracılığıyla icraat yapmayı alışkanlık haline getiren hükümete ve devlet kurumlarına sesleniyoruz.

Heybeliada'nın kültürel ve doğal niteliklerinin yeni yapılaşma
planlarıyla bozulmasına izin vermeyeceğiz!

Yaşam alanlarımıza sorgusuz sualsiz el konmasına izin vermeyeceğiz!

Doğanın ve yaşam alanlarımızın sermayenin çıkarları ve istekleri
doğrultusunda Adalarımızda ve Türkiye'nin her yerinde yok edilmesine izin vermeyeceğiz!

Heybeliada'nın ve tüm adalarımızın turizm ve kalkınma bahanesiyle
birer inşaat alanı haline getirilerek yokedilmesine izin vermeyeceğiz!

HEYBELİADA'DA YAPILAŞMAYA HAYIR!

ADAMA, MAHALLEME, MEYDANIMA, AĞACIMA, HAYVANIMA, SUYUMA, TOPRAĞIMA, EVİME, ORMANIMA, KENTİME, DENİZİME, KIYILARIMA, BEDENİME DOKUNMA!

HEYBELİADA FORUMU

14 Eylül 2013 Cumartesi

"Bozcaada’da 16 bin yıllık bitki kök izleri"



Adamızın imara açılmak istenen güney bölümünde yer alan Zunguma Burnu'nda 16 bin yıllık bitki kök izlerinin bulunduğu ortaya çıktı.


Bozcaada'da yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan bulgularla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nde görevli Doç. Dr. Ahmet Evren Erginal, Bozcaada’nın güney kıyısında, Zunguma Burnu’nda bulunan fosil kumulların ve bitki kök kalıplarının son (Würm) buzul çağından kalma yapılar olduğunu belirtti.

Işık Üniversitesi’nde Prof. Dr.Nafiye Güneç Kıyak tarafından yapılan tarihlendirmelerde ise bölgede bulunan kök kalıplarını saran kuvarslı kumların 15 bin yıl yaşında olduğu belirlendi.

"Bozcaada’da 16 bin yıllık bitki kök izleri" isimli çalışmaya
http://www.bilimvegelecek.com.tr/?goster=1908

"Bozcaada Arazi Çalışma Raporu"na ise
http://cografyabilim.wordpress.com/2012/03/03/bozcaada-arazi-calismasi-raporu/

"Yeni Jeolojik Miras" başlıklı yazıya
http://kesfetmekicinbak.com/yeni-jeolojik-miras/3257n.aspx#

sitelerinden ulaşabilirsiniz.

"Bozcaada'nın insana ve doğaya saygısı olan güzel ve istisnai insanlara ihtiyacı var..."

Feridun Düzağaç : "Adanın istisnai insanlara ihtiyacı var"

...insanların bu küçük yere sığmadığını nasıl görmediniz ve methiyeler düzdüğünüz liman lokantalarının yer aldığı bölgeye hakim olan “taşkın foseptik” kokusunu nasıl duymadınız?

Değme şehir plancılarına taş çıkardığınız acımasız imar önerileriniz inanın ki bu adada fani menfaatleri uğruna gözünü ve hırsını rant ile doldurmuş en azılı müteahhitlerin düşlediğinden bile merhametsizdir.

Sözün özü her şeye rağmen güzel adamızın her şeyi kendi menfaati için isteyen ve hak gören şımarık, küstah ve saygısız turistlere değil, gerçekten insana ve doğaya saygısı olan güzel ve istisnai insanlara ihtiyacı vardır.

***

Dilhan Öztamur : "Zaman içinde kanalizasyonları denize akıtıp,ağaçları kesmeye başlayacaklar"

Şu anda bile en güzel koylardan birinde spa merkezi açmaya çalışıp inşaata başlayanlar var. Sonucu tahmin etmek güç değil; zaman içinde kanalizasyonlarını denize akıtıp ağaçları kesmeye başlayacaklar. Bozcaada bir taş yığınına dönecek. Siz ki doğallıktan yana bir yazarsınız, Bozcaada'nın devlet eliyle binalaşmasını istemeniz büyük çelişki değil mi? Bakir yerlerden biri olarak kalsa Bozcaada ne olur? Yozlaştırmaya ne gerek var?"

***

Ebru Tekeli : "Gelişim vizyonu, dokuyu yağmalamak üzerine"

Adanın doğal dokusunu koruyarak, üzüm bağlarını müteahhitlere peşkeş çekmeksizin söylediklerin Türkiye'de gerçekleşebilir mi? Bir bakacaksın tam da kaçtığımız her şeyi adada buluvereceğiz. Dilediğinin bunlar olmadığının farkındayım ama ülkenin gelişim vizyonu ve politikası dokuyu korumak değil yağmalamak üzerine kurulu...

***

Bozcaada'nın geleceğini yakından ilgilendiren imar planı ile ilgili tartışmalar sürerken, 2 yıl önce ulusal basında yer alan "Bozcaada'nın Eksikleri" başlıklı yazıya itiraz eden kimi ada tutkunlarının düşüncelerini, bugüne ışık tutuyor olması nedeniyle tekrar paylaştık.

13 Eylül 2013 Cuma

Çevre Düzeni Planı ada halkına sorulsaydı sonuç ne olurdu ?

Bozcaada 1/25.000 Çevre Düzeni Planı'yla ilgili tartışmalarda, bilirkişiler ve çeşitli kitle örgütleri, plan yapım aşamasında ada halkının sürece dahil edilmediği belirterek, sert eleştirilerde bulunmuştu.

2008 yılında "BOZCAADA’DA TURİZM HAREKETLERİNİN GELİŞİMİNE YEREL HALKIN YAKLAŞIMI" araştırması kapsamında, Bozcaada halkıyla yapılan ankette, adalıların %80'i bağ alanlarının imara açılmasına hayır derken, %88'i ise SİT kararlarının turizm lehine kalkmasını red etmiştir.

Ankette yer alan diğer sorulara verilen cevaplarsa şöyle :

Turizm gelişiminin çevresel anlamda en olumsuz nokta :

- %33 oranında trafiğin artması
- %20 oranında konut sayısının artması


Araştırmada, Turizmin devam etmesine ilişkin soruya “hayır” yanıtı verenler  “Turizme alternatif olarak hangi aktiviteye ağırlık verilmeli?” sorusuna :

- %90 oranında “Bağcılık ve şarap üretimi” ve “ Ekolojik tarım” yanıtını vermiştir.

Araştırmada, yerli halkın üzüm yetiştiriciliğinden beklediği ölçüde kazanç elde edememesi nedeniyle turizme yönlenmelerine neden olduğu belirtilirken, üzüm ve şarap ticaretiyle ilgili olarak üretici lehine yeni düzenlemeler yapılmadığı sürece bireylerin turizmden başka seçenekleri kalmadığına dikkat çekilmiştir.

Araştırmada, turizmin adanın doğal ve kültürel değerleri açısından olumsuz sonuçlar doğuracak şekilde plansız bir ilerleyiş gösterdiği belirtilirken, şu ifadelere yer verilmiştir :

"Ada halkının hem turizm gelişmelerine büyük oranda “evet” yanıtını vermesi ancak aynı zamanda sit kararlarının kalkmasına da karşı olmaları, onların turizm faaliyetlerine karşı bir güvensizlik içinde olduğunun bir göstergesidir.

...
Mevsimsel nüfus artışı Bozcaada’nın kaynaklarını zorlamaktadır. Ada içindeki trafik karmaşası ve otopark sorunu özellikle kent merkezinde ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Bozcaada yeraltı
su kaynakları açısından oldukça fakirdir. Suyun Bozcaada’ya Çanakkale’den deniz altındaki bir sistemle geliyor olması nedeniyle tüm dünyada yaşanan su problemlerinin Çanakkale ve Bozcaada’yı da olumsuz etkilemesi büyük olasılıktır. Bu yolda özellikle yağışlı mevsimlerde suyun toplanması ve depolanması yoluna
gidilmesi bir çözüm olabilir.

...
Bozcaada zengin tarihinin bir getirisi olarak özgün bir kentsel dokuya sahiptir. Rum ve Türk kültürünün izlerini bir arada barındıran evleri ve sokak dokusu son derece ilgi çekicidir. Ancak Bozcaada’nın kentsel siluetine bakıldığında ilk göze çarpan bu farklı ve tarihi doku değil, resmi kurumlara ait yapılar olmaktadır. Adanın sahip olduğu mimari dokuyla çatışma halinde, kimliksiz ve
sıradan bir anlayışla yapılmış bu binalar adanın mimari özgünlüğüne ciddi zarar vermektedir. Adadaki doğal ve kültürel değerlerin korunması amacıyla devlet kurumları tarafından oluşturulan koruma kararları ve inşaat koşullarının, devletin başka kurumları tarafından çok ciddi şekilde ihlal edilmiş olması ciddi bir paradokstur.

...
Sonuç olarak; turistik faaliyetlerin ada peyzajıyla ekolojik ve görsel olarak uyumlu bir çerçevede yapılması esastır. Diğer bir söylemle ekolojik bir tabana sahip olmayan, sadece ekonomik gelir bakış açısıyla ve gündelik kazançlara yönelik kısa vadeli ve kalitesiz çözümler üreten turizm anlayışından mümkün olduğunca uzak durulması gerekmektedir.

Kaynak : BOZCAADA’DA TURİZM HAREKETLERİNİN GELİŞİMİNE YEREL HALKIN YAKLAŞIMI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (Bozcaada Değerleri Sempozyumu 2008) - Çiğdem KAPTAN AYHAN : Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü