13 Eylül 2013 Cuma

Çevre Düzeni Planı ada halkına sorulsaydı sonuç ne olurdu ?

Bozcaada 1/25.000 Çevre Düzeni Planı'yla ilgili tartışmalarda, bilirkişiler ve çeşitli kitle örgütleri, plan yapım aşamasında ada halkının sürece dahil edilmediği belirterek, sert eleştirilerde bulunmuştu.

2008 yılında "BOZCAADA’DA TURİZM HAREKETLERİNİN GELİŞİMİNE YEREL HALKIN YAKLAŞIMI" araştırması kapsamında, Bozcaada halkıyla yapılan ankette, adalıların %80'i bağ alanlarının imara açılmasına hayır derken, %88'i ise SİT kararlarının turizm lehine kalkmasını red etmiştir.

Ankette yer alan diğer sorulara verilen cevaplarsa şöyle :

Turizm gelişiminin çevresel anlamda en olumsuz nokta :

- %33 oranında trafiğin artması
- %20 oranında konut sayısının artması


Araştırmada, Turizmin devam etmesine ilişkin soruya “hayır” yanıtı verenler  “Turizme alternatif olarak hangi aktiviteye ağırlık verilmeli?” sorusuna :

- %90 oranında “Bağcılık ve şarap üretimi” ve “ Ekolojik tarım” yanıtını vermiştir.

Araştırmada, yerli halkın üzüm yetiştiriciliğinden beklediği ölçüde kazanç elde edememesi nedeniyle turizme yönlenmelerine neden olduğu belirtilirken, üzüm ve şarap ticaretiyle ilgili olarak üretici lehine yeni düzenlemeler yapılmadığı sürece bireylerin turizmden başka seçenekleri kalmadığına dikkat çekilmiştir.

Araştırmada, turizmin adanın doğal ve kültürel değerleri açısından olumsuz sonuçlar doğuracak şekilde plansız bir ilerleyiş gösterdiği belirtilirken, şu ifadelere yer verilmiştir :

"Ada halkının hem turizm gelişmelerine büyük oranda “evet” yanıtını vermesi ancak aynı zamanda sit kararlarının kalkmasına da karşı olmaları, onların turizm faaliyetlerine karşı bir güvensizlik içinde olduğunun bir göstergesidir.

...
Mevsimsel nüfus artışı Bozcaada’nın kaynaklarını zorlamaktadır. Ada içindeki trafik karmaşası ve otopark sorunu özellikle kent merkezinde ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Bozcaada yeraltı
su kaynakları açısından oldukça fakirdir. Suyun Bozcaada’ya Çanakkale’den deniz altındaki bir sistemle geliyor olması nedeniyle tüm dünyada yaşanan su problemlerinin Çanakkale ve Bozcaada’yı da olumsuz etkilemesi büyük olasılıktır. Bu yolda özellikle yağışlı mevsimlerde suyun toplanması ve depolanması yoluna
gidilmesi bir çözüm olabilir.

...
Bozcaada zengin tarihinin bir getirisi olarak özgün bir kentsel dokuya sahiptir. Rum ve Türk kültürünün izlerini bir arada barındıran evleri ve sokak dokusu son derece ilgi çekicidir. Ancak Bozcaada’nın kentsel siluetine bakıldığında ilk göze çarpan bu farklı ve tarihi doku değil, resmi kurumlara ait yapılar olmaktadır. Adanın sahip olduğu mimari dokuyla çatışma halinde, kimliksiz ve
sıradan bir anlayışla yapılmış bu binalar adanın mimari özgünlüğüne ciddi zarar vermektedir. Adadaki doğal ve kültürel değerlerin korunması amacıyla devlet kurumları tarafından oluşturulan koruma kararları ve inşaat koşullarının, devletin başka kurumları tarafından çok ciddi şekilde ihlal edilmiş olması ciddi bir paradokstur.

...
Sonuç olarak; turistik faaliyetlerin ada peyzajıyla ekolojik ve görsel olarak uyumlu bir çerçevede yapılması esastır. Diğer bir söylemle ekolojik bir tabana sahip olmayan, sadece ekonomik gelir bakış açısıyla ve gündelik kazançlara yönelik kısa vadeli ve kalitesiz çözümler üreten turizm anlayışından mümkün olduğunca uzak durulması gerekmektedir.

Kaynak : BOZCAADA’DA TURİZM HAREKETLERİNİN GELİŞİMİNE YEREL HALKIN YAKLAŞIMI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (Bozcaada Değerleri Sempozyumu 2008) - Çiğdem KAPTAN AYHAN : Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder